4 Şubat 2018 Pazar

Tazecik Kitap Yorumu: Aralığın Onu - George Saunders


   Aralığın Onu, George Saunders'ın Delidolu'dan çıkan ilk kitabı. Cağaloğlu Tudem açıkken (hala hatırladıkça ağlayasım geliyor) oraya düzenli giderdim. Aralığın Onu'nu da daha ilk çıktığı vakitler görmüştüm ancak ilgimi yeterince çekmediğinden almamıştım. Sonra ne mi oldu? Saunders'ın yazdıklarına aşık oldum, ne olacak...

   İlk Saunders okumam İkna Ulusu oldu. Diyorum ki, iyi ki de o kitapla başlamışım, çünkü eğer Aralığın Onu'yla başlasam Saunders'a devam etme isteğim yeterince güçlü olmayabilirdi ve onun şahane diğer öykülerini okumadan bir ömür sürebilirdim (zavallı paralel dünyadaki ben).

   Bu kitabı neden Saunders'a başlamak için tavsiye etmem peki? Öncelikle, arka kapakta sevgili yazar gayet güzel övülürken, övgüler bununla sınırlı kalmıyor. Kitabın başında bizi minik puntolu üç sayfalık "kimler nasıl övmüş" kısmı karşılıyor. Ben minik puntolu üç sayfa yazarak övemez miyim onu, ben de överim... Sadece bir kitaba yazarı bu kadar çok allayıp pullayarak başlamanın pek hoş olmadığını düşünüyorum.

   Hadi o üç sayfayı pas geçelim. Bu sefer bizi "GEORGE SAUNDERS BU SENE OKUYACAĞINIZ EN İYİ KİTABI YAZDI" başlıklı, New York Times'tan Joel Lovell'ın bir yazısı karşılıyor (ön kapaktaki alıntı da yazının başlığından, evet). Başlık epeyce iddialı ve açıkçası yine bundan pek hoşlandığımı söyleyemem. Doğru mu peki? Kendi adıma, neredeyse. Aralığın Onu'nu çok sevdiğimden değil. Aralığın Onu'yla çok yakın bir zamanda okumuş olduğum Pastoralya'ya bayıldım, ki o da Saunders'tan. Aynı yıl içinde başka yazarlardan yine çok sevdiğim kitaplar oldu, bu sebeple "George Saunders 2016'da okuduğum en iyi kitaplardan 'birini' yazdı" diyebilirim (2018'e girdik değil mi? Şşşt, çaktırmayın, utanıyorum...).

   Lovell'ın yazısından devam edelim. Yazıda Saunders'ı övüyor (ne sandınız?). Ancak hem destekli övdüğü hem de Saunders'ın yaşamına bir bakış imkanı sunduğu için yazıdan hoşlandım. İkna Ulusu'ndaki Noel adlı öykününse yazarın bir zamanlar yaşamış olduklarını birebir anlattığı öğrenince üzüldüm epey.

   Kitapla ilgili diğer sorunuma geliyoruz. Giriş yazısında Saunders'tan bir alıntı yapılmış. Daha kapsayıcı olmak, daha fazla okura hitap etmek istediğini söylemiş yazar. İşte bu noktada, diyorum ki maalesef, olmamış. Çünkü öykülerin tamamına yakınında yazarın tarzı biraz körelmiş gibi. Ne okuduğum diğer kitaplarındaki çarpıcılığı bulabildim ne de yeterince bağ kurabildim karakterlerle. Öykülerin tamamı demiyorum, çünkü iki istisnai öykü mevcut bence: Semplika Kız Günlükleri ile Örümcek Kafasından Kaçış. Özellikle Semplika Kız Günlükleri, Saunders'tan okuduğum en güzel öykülerden. Öykülerin genelinin ne anlattığına dairse bir şey yazamayacağım, kafam karışık. Arka kapak yazısının size yardımcı olacağını umuyorum.

   Yazarı sevenlerin bu kitabı pas geçeceğini düşünmüyorum. Ancak Saunders'a yeni başlayacaklar için doğru seçim olduğunu gerçekten sanmıyorum. Bence İkna Ulusu veya Phil'in Dehşet Verici Kısa Saltanatı daha iyi olacaktır. Küçücük bir not: Giriş yazısında henüz daha çevrilmediğinden "Phil'in Kısa ve Ürkütücü Hükümdarlığı" olarak geçiyor kitap. Son halinin ismini çok daha beğendiğimi söylemek istedim.

Puan: 3

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder