Paylaşacak alıntı ya da hakkında uzunca yazacak bir şey bulamadığım kitaplara bu bölümde yer vereceğim. Başlayalım bakalım, hayırlısı :D
Y: Son Erkek-Erkeksiz - Brian K. Vaughan: Çizgi romanları severim, ama neredeyse tüm çizgi romanlar süper kahramanlar üzerine olunca içimi bayıyor. Y: Son Erkek bu açıdan farklı bir kitap(serisinin ilk kitabı aslında). Dünyadaki tüm Y kromozomuna sahip memeli canlılar öldüğünde, geriye kalan tek erkek olan Yorick'in, dünyanın öbür ucundaki kız arkadaşına ulaşma hikayesini anlatıyor. Aslında konu güzel, kurgu güzel. Siyasetçi eşlerinin, kocalarının yerini alabilmek için didişmesi mi dersiniz (didişme de değil aslında, neredeyse savaş), erkeklerden nefret eden Amazon kadınları mı dersiniz, çok ilginç şeyler var bu yeni dünyada. Orijinal bir kurgu anlayacağınız. Ne var ki, kurguyu beğensem de, kurgunun işlenişini beğenmedim, bu sebeple de kitaptan soğudum. Puan: 3
Hayvan Yemek - Jonathan Safran Foer: Önünüze gelen etin ne tür işlemlerden geçtiğini, nasıl bir üretim merkezinden, hatta nasıl bir hayvandan geldiğini biliyor musunuz? Kitap sizi bu konuda sizi epey bilgilendirecek.
Kitabın iddiası, kitabın bir vejetaryenlik çağrısı değil de, bir uyanış çağrısı olduğu yönünde. Kitabın ilk başları sahiden öyle olsa da, sonlara doğru ''vejetaryen değilsen masum değilsin'' mesajını hissettim ben. Öte yandan, kitap güzel. Ne yediğinizi bilmeniz gerek. Kitabı okurken ister istemez insanın içi acıyor.
Belki de izlediğim belgesellerdendir, bilmiyorum, bu kitaptaki şeylerin çoğunu biliyordum, ama bilmediğim şeyler de vardı, öğrendiğim iyi oldu. Kitabı bitirince vejetaryen olmazsınız belki, ama yine de et ürünlerine daha bir hassasiyetle yaklaşırsınız. Puan: 4
Einstein Bulmacası 2 - Jeremy Stangroom: Einstein Bulmacası kitabını çok beğenmiştim. İkincisi çıkınca da çok sevindim. Boşuna sevinmişim. Kitabı beğenmedim.
Kitaptaki sorular deseniz bir cins, paradokslar bir cins, bunların açıklamaları deseniz daha bir cins. Zorla yazılmış gibi kitap, hadi ikinci kitabı çıkaralım, e, bu kitabı doldurmak için Google'dan en mantıksız paradokslar yazıp aratalım denmiş sanki. Emeğe saygım var tabii (klavyede yazmak zor iş), ama bu kitabın gereksiz olduğu düşüncemi değiştirmiyor. Okumasanız bir şey kaybetmezsiniz. Sert yorum için üzgünüm. Puan: 2
Hercule Poirot İz Üzerinde - Agatha Christie: Kitapta on iki tane hikaye var(sanırım kitabın orijinalinde bulunan birkaç hikayeye, Türkçe baskıda yer verilmemiş :/). Hastings ile Poirot'nun erken dönem maceralarını okuyoruz. Poirot'nun kendi suçu yüzünden başarısız olduğu tek olay da bu kitapta yer almakta. Poirot'yu çok seviyorum, ama sanırım kısa öykülerindense, romanlarını daha çok seviyorum, çünkü Agatha Christie romanları daha bir iyi kurguluyor sanki. Puan: 4
Agatha Christie etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Agatha Christie etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
16 Kasım 2014 Pazar
Kısa Kesmek İcap Ederse: Y:Son Erkek-Erkeksiz, Hayvan Yemek, Einstein Bulmacası 2, Hercule Poirot İz Üzerinde
Etiketler:
2 Puan,
3 Puan,
4 Puan,
Agatha Christie,
Altın Kitaplar,
Brian K. Vaughan,
Çizgi Düşler Yayıncılık,
Domingo Yayınları,
Jeremy Stangroom,
Jonathan Safran Foer,
Siren Yayınları,
Tazecik Kitap Yorumu
22 Temmuz 2014 Salı
Hoşuma Yapışanlar
Geçenlerde Kayıp Rıhtım'ın şu yazısını gördüm. Yazıyı hazırlayanın eline sağlık, bizi böyle bir şeyden haberdar ettiği için. Sen neden bahsediyorsun, diyecek olursanız durum şu ki; Londra elli kitaptan esinlenilmiş bank tasarımlarını kullanıma açmış. Şahane tasarımlar var, en beğendiklerimi sizlerle paylaşmak isterim ^_^
Sit Here at Your Own Risk - Stephen Hawking
We're Going on a Bear Hunt - Michael Rosen
Frozen in Time - Captain Scott
Dickens in Liverpool - Charles Dickens
Hercule Poirot and The Greenshore Folly - Agatha Christie
Jeeves and Wooster Stories - P.G. Wodehouse
Mrs. Dalloway - Virginia Woolf
On The Origin of Species - Charles Darwin
Please Look After This Bear. Thank You. - Michael Bond
Peter Pan - J. M. Barrie
Samuel Pepys' Diary - Samuel Pepys
War Horse - Michael Morpurgo
Hepsine bakmak isterseniz buradan buyrun.
23 Nisan 2014 Çarşamba
Tazecik Kitap Yorumu: Üç Yanlış Üç Ceset - Agatha Christie

Benim kitabım 1972 basım olduğu için kapak tasarımı farklı ama ne fark eder (Aslında kullanılan Türkçe de farklı kitapta. ''Hayır, yapmıyacağım, bunu sana açıklıyamıyacağım...'' Yeşilçam filmlerini hatırlatmıyor değil hani :D)
Hercule Poirot'nun sekreteri Miss Lemon, yazdığı mektuplarda hiç hata yapmayan bir kadındır. Bir gün Poirot fark eder ki, Miss Lemon yazdığı mektuplarda bazı hatalar yapmış. Çok şaşırır Poirot, bunu sekreterine de söyler. Sekreteri de, bu yaptığı hataların, aklının bir sorunla meşgul olmasından kaynaklandığını anlatır. Şöyle ki, Miss Lemon'un kardeşi bir yurt yöneticisidir ve yurtta bir süredir garip olaylar dönmektedir. Bazı eşyalar çalınmaktadır ancak, bu eşyalar arasında bir bağlantı kurulamamaktadır. Poirot, bu konuda yardımı dokunabileceğini söyler, yurtta bir konferans vermeyi teklif eder. Hırsızın dilinin çözüleceğini düşünmektedir. Hırsızın dili çözülür çözülmesine, ancak iş burada bitmez, çalınan eşyaların yanına, bir de cinayetler eklenir...
Belki bir On Küçük Zenci veya Roger Ackroyd Cinayeti değildi, ancak çok sevdim ben bu kitabı. Olaylar güzel bağlandı birbirine, şaşırtma ögeleri de fazlaydı. Keyifle, kısa sürede okudum, size de tavsiye ederim.
Puan: 5
18 Nisan 2014 Cuma
31 Ocak 2014 Cuma
Tazecik Kitap Yorumu: Elmayı Yılan Isırdı - Agatha Christie
İnanılmaz derece aptal olduğunuzu düşünün. Öyle bir aptalsınız ki, katıldığınız bir partinin davetlileri arasında adı duyulmuş bir cinayet romanı yazarının da olduğunu görünce, onun dikkatini çekebilmek için bir cinayete tanık olduğunuzu iddia ediyorsunuz. Aradan iki saat geçmiyor, kütüphanede ölü bulunuyorsunuz. Toprağınız bol, romanınız kalın olsun...
Agatha Christie'yi ve dedektifi Poirot'yu çok sevmeme rağmen, kitaptaki akılsız karakterler acı dolu bir okuma süreci yaşamama sebep oldu. Bir tane de paragöz karakter vardı ki, o konuya hiç girmeyeyim. Kitabı Poirot var diye bitirdim diyebilirim. Olayları çözmekteki yeteneğiyle beni hayal kırıklığına uğratmadı.
Kitapta güzellik kavramı üzerinde de fazla durulduğunu düşünüyorum.
Güzel kurgusu ve kurulan başarılı bağlantılarıyla okumaya değer bir kitaptı, ama karakterler aklıma geldikçe hâlâ sinirlerimi bozuyor.
Puan: 3
Sıradakinden Alıntı
''İnsanların nasıl olduklarını bilirsiniz.''
''Bildiğimi sanıyorum ama... bazen onları hiç anlamadığımı da fark ediveriyorum.''
''Bildiğimi sanıyorum ama... bazen onları hiç anlamadığımı da fark ediveriyorum.''
30 Ekim 2013 Çarşamba
Tazecik Kitap Yorumu: On Küçük Zenci & Mavi Trenin Esrarı Çizgi Roman - Agatha Christie
Belki görmüşsünüzdür, On Küçük Zenci'nin daha önceden yorumunu yazmıştım. Okumayanları buraya alabiliriz.
Mavi Trenin Esrarı'nda bir trende işlenen cinayetten bahsediliyor. Olayı araştıran dedektifimiz ise Hercule Poirot! Poirot araştırır da biz okumaz mıyız...
Şunu belirtmem lazım sanırım, bu kitap okuduğum ikinci çizgi roman. İlki Breaking Bad'in çizgi romanıydı, ancak sonuçta ondaki çizimler diziden esinlenildiği için hiçbir zorluk yaşamamıştım okurken. Ama, bu kitapta bir çizgi roman okuma beceriksizi olduğum ortaya çıktı. Yazıları okuyup resimlere bakmayı unutma vs. Bir sorunum da var ki, ondan bahsedeceğim.
On Küçük Zenci harika uyarlanmış, romanı ilk okuduğumda aklımda canlandırdığım gibiydi diyebilirim. Mavi Trenin Esrarı ise... Hiçbir şey anlamadım desem? Belki uyarlaması kötü yapılmış, belki de çizgi roman okumaya alışık olmadığımdan ben kaçırdım ipin ucunu, bilmiyorum. Karakterleri sürekli birbirine karıştırdım. Dört yıl önce okumuştum onun romanını da, artık aklımda ne kaldıysa o şekilde bir anlam yüklemeye çalıştım.
Kitap üç bölüm halinde. İlk bölümde On Küçük Zenci'ye yer verilmiş. İkinci bölüm, Agatha Christie'nin birkaç sayfalık biyografisinden oluşuyor. Ben Pera Palas'taki anahtar olayını bilmiyordum, ancak şimdi öğrendiğime de pek sevinmiyorum, çünkü meraktan kafayı yiyeceğim. Üçüncü bölümde de Mavi Trenin Esrarı yer alıyor.
Sonuç olarak, On Küçük Zenci ve biyografi kısımlarını beğendim. Mavi Trenin Esrarı'ndansa bir şey anlamadığım için o yokmuş gibi davranıp vereceğim puanımı.
Puan: 5
27 Ekim 2013 Pazar
Sıradakinden Alıntı

- Sonun gelince sen de mutlu olacaksın...
- Ne demek istediğinizi anlamıyorum!
- Artık o yükü taşımak zorunda kalmadığın zaman duyduğun o büyük huzur...
Orijinal Hikaye: Agatha Christie,
Çizerler: Frank Leclercq, Mark Piskic,
Uyarlayanlar: François Riviére, Mark Piskic
22 Nisan 2013 Pazartesi
Tazecik Kitap Yorumu: Fare Kapanı - Agatha Christie
Fare Kapanı kitabının yarısı Fare Kapanı romanından oluşuyorken, kalan yarısı Tommy-Tuppence çiftinin dedektiflik hikayelerinden oluşuyor. Ama ben bunu bilmiyordum ve sayfa seksen küsürde, ''Eee, katil bulundu, kitap nasıl devam edecek şimdi?'' diye düşündüm, ehe. İkinci yarıyı pek sevmedim. Ama kitabın ilk yarısına, yani kitaba adını veren Fare Kapanı'na lafım yok.
Fare Kapanı kısmı şöyle; genç bir çift, aileden yadigar bir köşkü satmak yerine pansiyon olarak işletmeye başlıyor. Bir de cinayet işlenmiş bir yerde. Katilin cebinden düşürdüğü defterde ilk cinayetin işlendiği yer yazıyormuş. Defterde yer alan ikinci adres ise bu köşkmüş. Güvenliği sağlamak üzere bir polis eve geliyor, ancak o evdeyken de bir cinayet işleniyor. Herkes evde mahsur, çünkü aşırı yoğun kar yağışı sebebiyle yollar tıkalı. Katili tahmin ettim, ama yine de şaşırdım biraz. Kitabın sonu ise, sanki biraz aceleye getirilmiş gibiydi: ''Hadi bakalım, tutuklusun.'', ''Beni affeder mi polis bey?'', ''Çok büyük bir sarsıntı geçirdin, iyi misin?'', ''Evet iyiyim.'', ''Bir yanık kokusu geliyor.'', ''Eyvah, yemeği fırında unuttum!'' Ve roman böyle son buluyor. Yazdıklarımdan belki bir şey anlamamışsınızdır, ama sorun değil, ben de ilk okuduğumda anlamadım :D Bir an önce canınızın derdindeyken, hemen şoku atlatıp yanan yemeğe ahlanıp vahlanıyorsunuz. Garip. Edit: 2019 yılında Fare Kapanı'nı Ankara Devlet Tiyatrosu'ndan izleme şansım oldu. O kadar güzeldi ki...
İkinci kısımda ise Beresford çifti, bir dedektiflik bürosu işletmeye başlıyor. Bu bölümü pek sevemedim, dediğim gibi. Ama hoşuma giden bir nokta vardı yine de, Sıradakinden Alıntı bölümünde de paylaşmıştım: ''Bu bizim son serüvenimiz. Büyük dedektifler üstün casusu yakaladıktan sonra emekliye ayrılacaklar. Ve balkabağı yetiştirmeye başlayacaklar. Adet böyledir.'' Yanlış hatırlamıyorsam Roger Ackroyd Cinayeti'nde Poirot aynen böyle yapmıştı; emekliye ayrılmış, balkabağı yetiştirmeye başlamıştı. Güldüm, geçtim. Sonra baktım ki bu karı koca birbirlerine Poirot ve Hastings olarak hitap etmeye başlıyor! :D Her hikayede başka bir ikili rolüne bürünüyorlardı, bir tanesinde de Sherlock Holmes ile Watson oldular. Ancak Poirot - Hastings ikilisini canlandıracaklarını düşünmezdim, eğlendim.
Agatha Christie'nin romanlarında tekrar eden bir cümleyi de paylaşıp bitireyim: ''Sanki bütün bunlar bir cinayet romanıymış gibi davranmayı bırak. Bunların hepsi gerçek.'' Tabii ki öyle canım!
Puan: 4
Sıradakinden Alıntı
''Bu bizim son serüvenimiz. Büyük dedektifler üstün casusu yakaladıktan sonra emekliye ayrılacaklar. Ve balkabağı yetiştirmeye başlayacaklar. Adet böyledir.''
16 Nisan 2013 Salı
11 Nisan 2013 Perşembe
Tazecik Kitap Yorumu: On Küçük Zenci - Agatha Christie
''On küçük zenci yemeğe gitti,
Birinin lokması boğazına tıkandı. Kaldı dokuz.
Dokuz küçük zenci geç yattı,
Sabah biri uyanmadı. Kaldı sekiz.
Sekiz küçük zenci Devon'u gezdi,
Biri geri dönmedi. Kaldı yedi.
Yedi küçük zenci odun yardı,
Biri baltayı kendine vurdu. Kaldı altı.
Altı küçük zenci bal aradı,
Birini arı soktu. Kaldı beş.
Beş küçük zenci mahkemeye gitti,
Biri idama mahkum oldu. Kaldı dört.
Dört küçük zenci yüzmeye gitti,
Birini balık yuttu. Kaldı üç.
Üç küçük zenci ormana gitti,
Birini ayı kaptı. Kaldı iki.
İki küçük zenci güneşte oturdu,
Birini güneş çarptı. Kaldı bir zenci.
Bir küçük zenci yapayalnız kaldı.
Gidip kendini astı. Kimse kalmadı.''
Gizledikleri sırlar olan on kişi, ünlü bir ada olan Zenci Adası'nda, bir malikaneye davet edilir. Malikanenin sahibi Owen adında birisidir ancak kimse onu tanımamaktadır. Aradan birkaç gün geçmesine rağmen ev sahibi gelmez ve malikanedekiler bir olayların döndüğünü fark ederler. Sonra da birer birer ölmeye başlarlar...
Kitap, yorumun başındaki şiir üzerine kurulu. Ancak istediğiniz kadar şiiri aklınızda tutun, yine de şaşırıp kalacaksınız. Bana bu kitabı veren arkadaş sağolsun, maalesef katili biliyordum okurken. Yine de şaşırmaktan kendimi alamadım, hatta katilin başka biri olabileceğini dahi düşündüm. Agatha Christie gerçekten şahane kurgulamış her şeyi. Ne zamandır da geçtim Agatha Christie'yi, polisiye okumuyordum, harika bir dönüş oldu, mutluyum.
Puan: 5
9 Nisan 2013 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)