22 Mart 2015 Pazar

Kitap Heberleri

   Güzel haberlerle karşınızdayım...

   Neil Gaiman'ın ''Babam Süt Peşinde'' kitabı Tudem Yayınları'ndan çıkıyor! Edit: Yorum!


   Vee, Terry Pratchett'ın Diskdünya serisi Delidolu Yayınları tarafından yeniden basılıyor! Geçenlerde Delidolu şöyle bir fotoğraf yayınladı:


   Eveet, fotoğrafta gördüğünüz Diskdünya haritası. Çok güzel değil mi? Kitap da, Büyünün Rengi. İkinci kitapla birlikte basılacakmış, ikinci kitabın adı da Fantastik Işık. Kapaklarını da koyayım hemen.


   Diskdünya okuma rehberi için de sizi şuraya ve şuraya alayım.

   Edit: Büyünün Rengi'nin yorumuna buradan ulaşabilirsiniz.

   Son haber de şu... Kate Morton'ın yeni kitabı ''The Lake House'', yurtdışında Ekim 2015'te çıkıyor! Biz de inşallah 2016'da okuruz(belki 2017'ye kayar, of).


   Bir kitap heberleri bülteninin daha sonuna geldik, iyi günler!

14 Mart 2015 Cumartesi

Sıradakinden Alıntı

   ''Bir cesedin korkulacak hiçbir tarafı yoktur, Harry, tıpkı karanlığın korkulacak hiçbir tarafı olmadığı gibi. Elbette ikisinden de gizli gizli korkan Lord Voldemort, aynı kanıda değil. Ama bir kez daha bilgelikten ne kadar yoksun olduğunu açığa vuruyor. Ölüme ve karanlığa baktığımızda korktuğumuz şey bilinmezliktir, başka bir şey değil.''


10 Mart 2015 Salı

Hoşuma Yapışanlar


   DUMBLEBURN!!! :D Öf, ne güldüm...



   Tadımlık olsun diye bu iki karikatürü buraya bıraktım. 9gag'da gördüm bu karikatürleri ilk, buradan ulaşabilirsiniz, (bana göre) en iyi beşini derlemişler. Daha fazlasını isterseniz de, sizi orijinal sayfaya alalım.

8 Mart 2015 Pazar

Tazecik Kitap Yorumu: Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı - J. K. Rowling


   Serinin ilk kitabı Harry Potter ve Felsefe Taşı'nın yorumu burada.

   Serinin ikinci kitabı Harry Potter ve Sırlar Odası'nın yorumu burada.

   Serinin üçüncü kitabı Harry Potter ve Azkaban Tutsağı'nın yorumu burada.

   Serinin dördüncü kitabı Harry Potter ve Ateş Kadehi'nin yorumu burada.

   Harry her zamanki gibi bir yaz tatili geçirmekteyken, Little Whinging'de akla hayale gelmeyecek bir olay olur: Ruh Emiciler gelir! Hatta az daha biri Dudley'i ruhundan etmek üzeredir ki, Harry onu kurtarır. Ne var ki, onu kurtarmak için sihir kullanması, kendisine Sihir Bakanlığı'ndan bir mektup gelmesine sebep olur, Hogwarts'tan atıldığı ve asasını imha etmek üzere bir ekibin yola çıktığı bildirilmektedir mektupta, ayrıca 12 Ağustos'ta bu konu hakkında Harry'nin mahkemeye çıkması gerekmektedir. Çok şükür ki Dumbledore araya girer ve Harry'nin Hogwarts'tan atılması ve asasının imha edilmesi mevzuusunu mahkemede görüşülmek üzere erteletir.

   İşte Harry'nin Hogwarts'taki beşinci yılı öncesi böyle korkunç bir olay yaşanır, ne var ki yıl boyunca da başına gelmeyen kalmayacaktır... Sihir Bakanlığı'nın Harry hakkında çıkardığı söylentiler, neredeyse tüm okulun Harry'ye tavır takınması, okula Bakanlık tarafından gönderilen yeni Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni Dolores Umbridge ve Harry'ye verdiği acımasız cezalar, Harry'nin sürekli gördüğü bir kabus ve acıyan yara izi...

   Bu kitapta Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nı öğreniyoruz Harry ile birlikte. Dumbledore'un adamları denebilir bu Yoldaşlık'takilere. Sirius'un evi karargâh olarak kullanılıyor. Ne var ki Sirius Yoldaşlık'tan olsa da, kendi güvenliği için evden çıkması yasak. Ah be Sirius... Adamı sevmemek, durumuna acımamak elde değil.

   Bakanlığın Hogwarts'a müdahale edebilmek için gönderdiği Dolores Umbridge, korkunç bir kadın. Kadından tiksinmemek, nefret etmemek imkansız. Öte yandan, onun olduğu bölümleri zevkle okudum. Kadın bizim eğitim sistemimizi temsil ediyor adeta. Kitaptan bir alıntı paylaşmak isterim:

   Harry, yumruğu yine havada, ''Peki ya gerçek dünyada kuramın bize ne faydası olacak?'' dedi yüksek sesle.

   Profesör Umbridge başını kaldırıp baktı.

   ''Burası okul, Mr Potter, gerçek dünya değil.''

   Umbridge her ne kadar ilk başta sadece bir öğretmen olsa da, sonradan Bakanlık'tan aldığı yetkiyle, okul işlerine burnunu sokmaya başlıyor. Onun başa geçişiyle birlikte okulda oluşan kaos ortamını sırıtarak okudum. Madem öyle, işte böyle sayın Umbridge. Dıgıdık dıgıdık.

   Bu kitapta Fred ile George'un çeşitli sihirli icatlarını görüyoruz, ne de orijinal şeyler :D Kitabın çevirmenleri Kutlukhan Kutlu ile Sevin Okyay da harika bir şekilde uyarlamış bunların isimlerini, ellerine sağlık (aslında tek teşekkürüm bunun için değil, her kitabın her satırında harika iş çıkarıyorlar). Vee, Fred ile George'un çevirdikleri en büyük numarayı bu kitapta okuyoruz. Eh, Hogwarts efsanesi olacak kadar var sahiden :D

   Bu kitapta karşılaştığımız bir yeni karakter de Luna Lovegood. Biraz tuhaf bir tip, ancak çok sevdim onu. Şapkasını yesinler :3

   Kitapta sevdiğim bir bölüm de, Snape'in en kötü anısı oldu. Ah be Snape, ben neden sana bu kadar sempati duyuyorum ki acaba? Anıyı okumamla birlikte sempatim tavan yaptı diyebilirim.

   Kitap boyunca Harry ile aynı duyguları duydum, aynı isyankârlığı hissettim. Serinin dördüncü kitabını ilk üç kitaba göre daha çok beğenmiştim, ama bu beşinci kitap yok mu beşinci kitap... Bayıldım. Pof, seri bitsin istemiyorum.

   Edit:
   Serinin altıncı kitabı Harry Potter ve Melez Prens'in yorumu burada.
   Serinin yedinci kitabı Harry Potter ve Ölüm Yadigârları'nın yorumu burada.

Puan: 5