İlk defa Harry Potter okuduğumu, filmini bile izlemediğimi, katıksız bir Muggle olduğumu söyleyerek başlayayım söze :D
Harry Potter, annesi babası ölmüş bir çocuktur, bu sebeple de teyzesinin; Dursley ailesinin yanında kalmaktadır. Teyzesi bir gıcıklık abidesidir, kocası deseniz kızgın muşmula, oğlu da Harry'yi tartaklamaya aşırı meraklı, duba gibi bir oğlan. Harry'nin odası da merdiven altındaki bir dolap, içinde örümcek ağlarıyla birlikte. Harry'nin hayatı hiç de matah değil anlayacağınız.
Harry'nin alnında şimşek şeklinde bir iz var. Bunun ne olduğunu teyzesine veya dayısına sorduğunda, anne babasının öldüğü araba kazasında oluştuğunu söylüyorlar. Yalan! Geleceğiz bu konuya.
Bir gün Dursleylere bir mektup gelir, aslında bu mektup Harry'e gelmiştir, hatta adreste ''merdivenin altındaki dolap'' bile yazmaktadır. Ne var ki Harry daha mektubu okuyamadan, dayısı kapar elinden, yok eder mektubu. Eve mektuplar gelmeye devam eder, ama dayısı ile teyzesi hiçbirinin Harry'nin eline geçmemesi için büyük çaba gösterir. Hatta bu sebeple evin camlarına tahta çakarlar, o derece. O da yetmez, çünkü hala bacadan olsun, sütçünün uzattığı yumurta kutusundaki yumurtaların içinden olsun, mektup gelmektedir. Bu sebeple de dayısı Vernon onları bir otele götürür. Otel sahibi gelir yanlarına, Harry Potter'a yüz tane mektup geldiğini söyler. Vernon çıldırır, bu sebeple fırtınalı bir gecede, bir kayalığın üstündeki yıkıldı yıkılacak bir kulübede kalırlar. Vernon, buraya mektup gelemeyeceğini düşünür. Evet, bu sefer mektup yağmuruna tutulmazlar ama, Hagrid gelir.
Hagrid, Hogwarts'ın anahtar bekçisidir. Harry'ye mektubunu getirmiştir, ancak Harry'nin daha neler olduğundan haberi yoktur. Hagrid de açıklar ona. Harry bir büyücüdür, anne babasının da olduğu gibi. Anne babası da trafik kazasında değil, çok güçlü bir büyücü olan Voldemort'un saldırısında ölmüştür. Ancak Voldemort, Harry'i öldürememiş, alnındaki izi bırakmıştır, o zamandan beri de görülmemektedir, gücünü kaybetmiştir çünkü Harry'ye saldırırken. Bu sebeple de Harry Potter çok ünlüdür büyücüler dünyasında. Mektupta da Harry, Hogwarts'a davet edilmektedir, büyücülük ve cadılık okuluna.
Harry, Hogwarts'a giden trende de Ron, Hermione ve Neville ile tanışır. Onları kitabın devamında çok göreceğiz. Serinin devamında da tabii -yanılıyorsam düzeltin-.
J. K. Rowling'in hayal gücünü takdir ettim. Çok hoş kurgulamış bu büyücülük dünyasını, Hogwarts'ı, Quidditch'i, her şeyi :D Seriye devam edeceğim mutlaka! (İnşallah diyelim de, ne olur olmaz :P)
Kitabı beğendim, ancak bir sıkıntım da var. Gerçi çevirmenden kaynaklanıyor bu sorun, sanırsam. Kitapta çok fazla ''boyuna'' kelimesi kullanılıyor. Üç tamam, beş tamam, ancak bir süre sonra baydı.
Merdiven altındaki bir dolaptan çıkma bir çocuk olsanız da, dünyayı değiştirecek güce sahip olabilirsiniz!
Edit:
Serinin ikinci kitabı Harry Potter ve Sırlar Odası'nın yorumu burada.
Serinin üçüncü kitabı Harry Potter ve Azkaban Tutsağı'nın yorumu burada.
Serinin dördüncü kitabı Harry Potter ve Ateş Kadehi'nin yorumu burada.
Serinin beşinci kitabı Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın yorumu burada.
Serinin altıncı kitabı Harry Potter ve Melez Prens'in yorumu burada.
Serinin yedinci kitabı Harry Potter ve Ölüm Yadigârları'nın yorumu burada.
Puan: 5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder