7 Temmuz 2015 Salı

Tazecik Kitap Yorumu: Harry Potter ve Ölüm Yadigârları - J. K. Rowling



   Serinin ilk kitabı Harry Potter ve Felsefe Taşı'nın yorumu burada.

   Serinin ikinci kitabı Harry Potter ve Sırlar Odası'nın yorumu burada.

   Serinin üçüncü kitabı Harry Potter ve Azkaban Tutsağı'nın yorumu burada.

   Serinin dördüncü kitabı Harry Potter ve Ateş Kadehi'nin yorumu burada.

   Serinin beşinci kitabı Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın yorumu burada.

   Serinin altıncı kitabı Harry Potter ve Melez Prens'in yorumu burada.

   Sıra geldi serinin son kitabının yorumuna. Seriyi bitirdiğime hala inanamıyorum bu arada... :'I

   İlk yedi kitabın aksine, bu kitapta olanları uzun uzadıya anlatmayacağım. Kitabın konusundan biraz bahsedip, kitabın sevdiğim ve sevmediğim yönleri üzerinde durmayı düşünüyorum.

   Sihir dünyası savaşa girmiş durumda. Voldemort ve adamları, Harry ve arkadaşlarının peşinde. Harry, Hermione ve Ron, yedinci yıllarında Hogwarts'a dönmüyor ve Dumbledore'un onlara bıraktığı görev üzerinde çalışmaya başlıyorlar. Benim bu üç cümlede özetlemiş olduğum şey, altı yüz doksan sayfalık kitabın tüm konusunu oluşturuyor, ancak kitabı okurken bir sayfada bile sıkılmıyorsunuz, siz sayfaları delice bir merakla çevirirken kitap bitiveriyor.

   Dumbledore'un bıraktığı görev, hortkulukları yok etmek. Açıkçası altıncı kitabı bitirdiğimde Harry, Hermione ve Ron'un bu görevi nasıl tamamlayacaklarını anlayamadım. Ellerinde çok az bilgi vardı çünkü. Bu sebeple bu kitabı okurken biraz tedirgin oldum, acaba Rowling işin içinden çıkmak için çocukların hortkulukları elleriyle koymuş gibi bulmalarını sağlar mı, diye düşündüm. Çok şükür ki doğru çıkmadı bu. Onlar da benim kadar şaşkındı ve ellerindeki bilgiler yetersizdi (yazar burada kendini umutsuzca Harry-Hermione-Ron üçlüsüne dahil etmeye çalışıyor). Ama bununla iyi baş ettiler, ipuçlarını iyi kovaladılar. Bu bakımdan, kitabın çok büyük bir artısı var gözümde.

   Hermione ve Ron'un, Harry'ye hortkuluk avında katılabilmek için çok büyük fedakârlıklar yapmaları gerekiyor. Hele Hermione'ninki nasıl bir fedakârlık arkadaş... Düşünün, okulu bırakıyor! Bu bir. İkincisi ise çok daha yürek parçalayıcı bir fedakârlık, ama ne olduğunu yazmayacağım, kendiniz okuyup duygulanın :'(

   Harry, Hermione ve Ron hortkuluk arayışındayken, ölüm yadigârları konusuyla da haşır neşir oluyorlar ve bunun yanı sıra, Harry'nin geçmişine dair birtakım bilgiler ediniyorlar.

   Bu arada, kitabın bazı bölümlerinde Ron'a kafa atmak istedim. Nedenini biliyorsunuz, ey kitabı okuyanlar-(filmini izleyenler de diyebilirim, ama hayır; neden kitabı okumadan filmi izlediniz ki canlarım?).

   Bu kitapta Kreacher çok sevimliydi. Kreacher da, Dobby de çok takdir edilesi ev cinleri. İkisi de birer kahraman :')

   Gelelim kitabın sonuna... DİKKAT, SPOILER! Harry çok fedakâr bir çocuk, herkesin iyiliği için kendini feda etmeye hazır. Ancak Dumbledore'un, Harry'nin bu özelliğini bilerek planlar yapması hoş mu? Değil. Çocuğa ölmekten başka seçenek bırakmıyor zaten. Bir şeyi seçmek var; bir şeyi yapmak zorunda bırakılmak var. Harry her ne kadar Voldemort'la kendi ölümü pahasına yüzleşse ve bu kendisinin tercihi olsa da, aslında Dumbledore'un kendisine yüklediği bir zorunluluktu resmen bu. Dumbledore amaca giden yolda resmen her şeyi mübah gören bir insan olduğu için...

   SPOILER DEVAMI. Bir de Snape'e gelelim. Kendisi özünde iyi bir adam, Harry'den nefret etse de, hayatının son yıllarını hep onu korumak için geçiriyor. Ama bunu aslında Lily için yapıyor.

   SPOILER DEVAMI. Son olarak Harry'ye gelelim. Kendisi çok yüce bir insan, her şeyin sonunda elinde üç ölüm yadigârı bulunmasına rağmen, bunlardan vazgeçmeyi biliyor. Tek yüceliği bu da değil; oğluna gidip Albus Severus adını veriyor. Albus; Harry'nin ölmesi için plan yapan adam. Severus; Harry'den nefret eden ve ona okul yıllarını zehir eden adam. Dumbledore'u ve Snape'i çok seviyorum ben aslında. Ancak, Harry'nin yerinde olsam, çocuğuma onların isimlerini koyar mıydım? Hayır. Harry'ye yaptıkları ortada çünkü. Yaptıkları fedakârlıklar sebebiyle, yaptıkları öbür kötü şeyleri bir kalemde silip atamazdım sanırım. Bu arada, A Very Potter Senior Year'ı izlemiş miydiniz? Onun sonu çok iyiydi, Harry oğluna Albus Scarfy adını vermiş :D Scarfy gerçek bir kahramandı, saygıyla anıyoruz.

   SPOILER İÇEREN SON PARAGRAF. Şu epilog bölümünü pek sevemedim. Rowling kitabı o kadar incelikli bir şekilde kurgulamış, ilk kitaptaki olaylara bile atıfta bulunmuş, özene bezene bir kitap yazmış; ama sonra kitabın sonuna üstünkörü bir epilog koymuş. Olacak iş mi? Epilogu okurken, herkesin Hogwarts'taki arkadaşlarıyla evlendiğini, birkaç çocuk sahibi olduğunu görüyoruz. Konuşmalar arasında ''öğretmenin Neville'e selam söyle'' vs. hiç yakışık olmamış bence. Az sayfaya yılların olayı sığıştırılmaya çalışılmış, ama sığ olmuş. Luna'ya ne olduğunu öğrenemiyoruz bile! Rowling sonradan şu hikâyeyi yayınladı; bence bu hikâyeden daha güzel bir epilog olurdu. Rita Skeeter'ın ağzından olması belki serinin geri kalanının anlatımına uygun olmazdı ama bu hikâyenin kitaptaki epiloga göre çok daha bilgilendirici olduğu kesin. Bu arada, Skeeter; seni kötü kadın :D Ama çok sevdim hikâyeyi, siz de okuyun muhakkak.

   Son olarak, seri bittikten sonra Rowling'in yaptığı iki açıklamaya değinmek istiyorum. İlki, Dumbledore'un eşcinsel olması. Grindelwald'a aşık olduğu için o kadar gözü kara davranmış. Bence güçlü bir arkadaşlık bağı da öyle davranmasına yeterdi, ama ben bunu kaçırdım diyelim. Bunu anlayamadığını söyleyen diğer okurlarına çıkışmasını biraz aşırı buldum, kurguda daha derinine inebilirdi bu ilişkinin. Edit: Fantastik Canavarlar film serisinde kurguda gerekli ağırlığı verdiğini duymuştum, henüz izleyemedim. İkincisi de, Hermione'nin aslında Ron ile değil de Harry ile evlenmesi gerektiğini açıklaması. Yahu, niye? Harry ile Ginny son derece mutlu zaten. Ginny'nin aşk uğruna ne acılar çektiğini biliyoruz :P Harry'nin de onu ne kadar sevdiğini biliyoruz. Ron'la Hermione'nin de arası iyi. Hem, Harry ile Hermione'nin evlenmemesi, seriye bir farklılık sağlıyor. Sevmiştim bu farklılığı ben. Neden hayallerimi yıkıyorsun Rowling? Hem ev bark sahibi olmuş o karakterler, amacın nedir, a-aa...

   Neyse. Şahane bir seriye şahane bir son kitap olmuş. Kurmaca dünyan için çok teşekkürler Rowling. Ama lütfen, seriyle ilgili "bu aslında böyleydi / böyle olmalıydı" şeklinde açıklamalar yapma, tadında bırak. Bu açıklamaları genişleteceğin evrenle, yazacağın öykülerle yap en azından. Harry'nin diğer ders kitaplarını yazıp bastır mesela. Bize James'in gençliğini anlat. Harry'nin ilerleyen yaşlarını anlat. Harry'nin çocuklarının Hogwarts'taki durumunu anlat. Anlatacak, yazacak, çok şey varken, ''Hermione Harry ile evlenmeliydi.'' deme. N'olursun.

Puan: 5


2 yorum:

  1. yine süper bir yazı daha!
    bu arada son yorumuna çok güldüm :) haklısın yanii...

    YanıtlaSil
  2. Yazıyı beğenmene çok sevindim, teşekkür ederim okuduğun için ^_^ *mahcup oldu*
    Rowling hayallerimizi yıkmasa ama, değil mi? :D

    YanıtlaSil