Anya, ailesiyle beraber, Rusya'dan Amerika'ya taşınmış bir kız. Okula uyum sağlamaya çalışıyor ve tipik Amerikan ergeni davranışları sergiliyor (genelleme yaptığım için üzgünüm, ama okumuş olduğum kitaplardan ve izlediğim filmlerden gördüğüm kadarıyla kafamda bir Amerikan genci tiplemesi ister istemez oluştu).
Bir gün Anya, okulu asıyor ve ormana yürüyüşe çıkıyor. Canını sıkan şeyleri düşünerek yürürken, bastığı yere dikkat etmiyor ve bir deliğe-eski bir kuyuya-düşüyor. İki sorun var, ilki kuyu çıkamayacağı kadar derin; ikincisiyse, kuyuda bir iskelet var. Bu yetmiyormuş gibi, bir hayalet beliriveriyor iskeletin yanında, Anya'yla konuşmaya başlıyor. Anya birkaç gün içinde kuyudan kurtarılmasına kurtarılıyor kuyudan, ne var ki kuyudaki hayalet Anya'nın peşini bırakmıyor.
Anya ilk başlarda hayalete sinir olsa da, hayaletin yardımıyla hayatının düzene girdiğini görünce ona sempati beslemeye başlıyor. Ama, bir hayaletle arkadaşlık ne derece iyi dersiniz? Hele de karşınızdakini ne kadar tanıdığınız şüpheliyse...
Kitabın çizimlerini beğendim, renk seçimi de iyiydi -bu arada, alıntıyı gözden kaçırmış olma ihtimalinize karşı belirtelim ki, bu kitap bir çizgi roman-. Resimler hep mavi-gri tonlarında, ki bence bu biraz tekinsiz bir hava katmış kitaba, hoşuma gitti.
Anya'nın bazı hayallerine gülmekten kendimi alamadım. Her insan ister istemez saçma şeyler düşünür çünkü öyle :D Ayrıca, ekonomi dersinde de tüm öğrencilerin uyuyakalmış olarak resmedilmiş olması beni sırıttıran başka bir küçük nokta.
Başlarda kitabı pek beğenmedim, Anya'nın ergen tavırları canımı sıktı. Ancak kitabın son kısımları cidden iyiydi. Anya'nın değişimini görmek de ayrıca güzeldi.
Puan: 4
Tipik Amerikan ergeni davranışları hakkında son derece haklısın.
YanıtlaSilİnsanların, genelleme yapılabilecek kadar tek tip davranış sergilemesi maalesef üzücü.
Sil