Duraksaya duraksaya, ''Belki,'' dedi, ''bir canavar vardır belki.''
Toplantıdakiler, yabansı seslerle bağrıştılar. Ralph, hayretler içinde ayağa kalktı:
''Sen mi, Simon? Sen mi inanıyorsun buna?''
Simon, ''Bilmiyorum,'' dedi.
Yüreği öylesine atıyordu ki, tıkanır gibiydi:
''Ama...''
Fırtına patlak verdi:
''Otur yerine!''
''Çeneni kapa!''
''Denizkabuğunu al!''
''Kes sesini!''
Ralph bağırdı:
''Dinleyin onu! Denizkabuğu onda!''
''Demek istediğim şu... Bizden başka canavar yok belki...''
''Aklını kaçırmış!''
Bunu söyleyen, nezaket kurallarına aldırmayacak kadar sarsılan Domuzcuk'tu.
Simon gene konuştu:
''Belki bizler bir çeşit...''
Simon, insanlığın başlıca hastalığını dile getirmek çabası içinde, derdini anlatamaz hale geldi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder