Başlamadan önce bir not, benim okuduğum kitabın yayınevi Merkez Kitaplar, kapağında da eflatun mektuplarla çıplak bir kadın heykeli var. Doğru düzgün bir kapak bulamadım-goodreads'ta var gerçi, ama böyle şahane bir kapak varken de piksellerine ayrışmış bir kapak resmi kullanmak istemiyorum-. Çevirmeni de aynı zaten.
''Ertesi gün hiç kimse ölmedi. Bu olay, yaşamın temel kurallarına taban tabana zıt olduğundan, insanların ruhlarında büyük bir huzursuzluğa neden olmuş, insanları her açıdan etkilemişti, zira dünya tarihinin kırk ciltlik külliyatında göstermelik için bile olsa böylesi bir duruma rastlanmıyordu; bütün gün geçtiğinde, gündüzüyle gecesiyle, sabahıyla akşamıyla, yirmi dört saat boyunca, ne hastalıktan, ne ölümcül bir kaza sonucunda, ne de sonuna kadar götürülmüş bir intiharın neticesinde hiçbir şekilde hiç kimsenin ölmediği görülüyor, hiç kelimesi durumu özetliyordu.''
Ölüm olmasa, dünyada neler yaşanırdı? İnsanlar sonsuza dek yaşasa?
Adını bilmediğimiz bir ülkede, bir gün içinde hiç kimse ölmez. Herkes şaşırır. Ancak ölümün insanlara uğramamazlığı bir günle sınırlı kalmaz, uzar da uzar. Önlerinde sonsuz bir yaşamla insanlar ne yapacaktır?
José Saramago, sonsuz yaşamı harika bir şekilde, her yönüyle ele almış. Dini, ekonomik, toplumsal... Tek kelimeyle şahane.
Kitap iki bölüme ayrılıyor diyebiliriz. İlk bölüm insanların ölümsüzlüğü nasıl karşıladığı üzerine. İkinci bölüm de ''ölüm'' hakkında. Ölümden kastımız ölüm meleği. Kendisinin bu ölümsüzlük olayıyla ilgili yaptıklarını okuyoruz(çok ilginç bir cümle oldu ama ne demek istediğimi tam yazsam esaslı bir spoiler olacak). Bir de, birisine eflatun zarftaki ölüm mektubunu gönderdiği, ama mektubun geri döndüğü bir durum karşısında yaptıklarını. İlk bölümü daha çok beğendim diyebilirim. Edit: Nedense şu müzik, bana kitabın ikinci bölümünü hatırlatıyor -eğer hatırlarsanız mektubu geri dönen adam bir müzisyendi-:
Bu kitabı çok beğendim. Yazarın ölümü ve ölümsüzlüğü sorgulayışı harika. Ama kullanılan bilinç akışı tekniği insanı yoruyor. Kitapta nokta ve virgülden başka hiçbir noktalama işaretine yer verilmemiş. Diyaloglarda ipin ucunu kaçırıyorsunuz bazen. Ek olarak, sayfalar süren paragraflar var. Kaldığınız yeri unuttuysanız vay halinize :D Yine de, bir kez alışıldıktan sonra akıp gidiyor, bu sebeple çekinmeyiniz, muhakkak okuyunuz bu muhteşem kitabı efenim.
Puan: 4,5
Bende şu an okuyorum yarısını geçtim çok çok sevdim
YanıtlaSilBeğenmenize sevindim, benim de epey sevdiğim Saramago eserlerinden :)
Sil