30 Haziran 2014 Pazartesi

Tazecik Kitap Yorumu: Hayvan Çiftliği - George Orwell


   Beylik Çiftlik'te, ölmesi yakın, yaşlıca bir domuz olan Koca Reis, tüm hayvanları büyük samanlığa çağırır. Düşünde gördüğü; hayvanların, başlarındaki insanlardan kurtulduklarında sahip olacakları özgür ve şahane hayattan bahseder onlara. Kısa süre sonra Koca Reis vefat eder, hayvanlarsa Koca Reis'in yakın olduğuna işaret ettiği ayaklanmayı ve ardından gelecek olan özgür hayatı beklemeye başlarlar. Bekleyişleri fazla sürmez, üç ay geçmeden, çiftliğin sahibi Bay Jones ve adamları hayvanlara tüm gün boyunca hiç yem vermediğinden, hayvanlar ambara girer, yem kovalarına yumulurlar. Bunu gören Jones ve adamları, silahlarla sopalarla müdahale etmeye çalışır duruma, ancak hayvanlar buna müsaade etmez, kovalarlar onları çiftlikten. Artık çiftlik hayvanlara aittir, çiftliğin adını da değiştirip ''Hayvan Çiftliği'' yaparlar.

   Hayvanlar artık sadece kendileri için çalışacak olmanın sevinci içindedirler. İnsan zulmünden kurtulmuş olmaları ve istedikleri kadar yem yiyebilmeleri de cabası. Başlarında domuzların olduğu bir cumhuriyet kurarlar. Yedi emir hazırlarlar, bu emirlere göre hayvanlar, insanları düşman belleyecekler, insani düşkünlüklerden uzak duracaklar, birbirlerini öldürmeyecekler ve tüm hayvanların eşit olduğunu kabullenecekler.

   Koydukları kurallar olsun, kendi yararlarına çalışıyor olmaları olsun, hayvanların her biri neşe içindedir şimdi. Ne var ki işler umdukları şekilde gitmez...

   Şahane bir kitap Hayvan Çiftliği. Kitabın çevirmeni Celal Üster'in, kitabın başında sunuşu mevcut. Kitabın kimlere hicivde bulunarak yazıldığından bahsediyor, iyi hoş. Ama bence bu sunuş kısmını, kitabı bitirdikten sonra okuyun, zira sunuşta kitabın en can alıcı bölümlerinden bahsediliyor, hatta kitabın sonu da yazıyor.

   Kitaptaki karakterleri rahatlıkla günümüzdekilere uyarlayabiliriz. Acı aslında; kitabın yazılmış olduğu zamandan yıllar geçmiş olmasına rağmen, insanların değişmemiş olması.

Puan: 5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder