28 Ağustos 2013 Çarşamba

Tazecik Kitap Yorumu: Büyücünün Yeğeni - C. S. Lewis


   Polly'nin yaşadığı çevrede hiç çocuk yoktur. Bir gün yan komşularının bahçesinde bir çocuk görür. Adı Digory'dir, babası Hindistan'a çalışmaya gitmiştir, annesi ise çok hasta olduğundan kendisine bakacak birine ihtiyaç duymaktadır, bu sebeple kardeşlerinin yanına yerleşmiştir.

   Kısa süre içinde Digory ile Polly'nin arkadaşlığı ilerler. Polly, Digory'ye tavan arasında bulduğu tüneli gösterir. Digorylerin evinin bitişiğinde boş bir ev vardır ve yıllardır kimse orada oturmamaktadır. Çocuklar bu evi araştırmak isterler ve bunun için tünelde ilerlemeye başlarlar. Ancak yolu yanlış hesaplarlar ve boş eve geldiklerini sanıp, kazara Digorylerin evine, Andrew Dayı'nın çalışma odasına dalarlar. Bu oda normalde kilitlidir ve Digory'nin girmesi yasaktır. Çıkmak isterler, ancak Andrew Dayı da oradadır, çıkmalarına izin vermez. Sonra onlara yüzüklerini gösterir ve Polly'ye bir tanesini almak isteyip istemediğini sorar. Polly yüzüğü alır, ancak yüzüğe eli değdiği gibi ortadan kaybolur.

   Andrew Dayı, Digory'ye yüzüklerin işleyişini anlatır. Yüzükler bu evrenden başka bir evrene gitmeyi ve geri dönmeyi sağlamaktadır. Ancak Polly'de sadece gidiş yüzüğü olduğu için, Digory'nin onu geri getirmesi gerekmektedir. Bu şekilde evrenler arası yolculuklar başlar...

   Aslında yazmak istediğim çok şey var, diğer evrenler mesela, ancak eğer onları yazarsam kitabın yarısından fazlasını anlatmış olacağım ki, öyle yapıp da kitabın heyecanını kaçırmaya gerek yok. Yine de, şunu yazmak istiyorum, Narnia'da çocuklar yere karamel dikiyordu ve karamel ağacı çıkıyordu. Eğer yere sucuk dikselerdi, aynı G.O.R.A'daki gibi sucuk ağaçları olmaz mıydı? :D

   Bu kitapla ilgili bir şey öğrendim ve çok şaşırdım. Kitabın orijinalinde de Aslan'ın adı ''Aslan''mış! Tamam, seriyi daha önce de okumuştum, serideki Türk ögeleri dikkatimi çekmişti, ancak Aslan'ı bilmiyordum, çeviri olduğunu düşünmüştüm hep. Çocukların Charn Ülkesi'nde karşılaştıkları kraliçenin adı da Jadis, eh, okunuş olarak da "cadı" sayılır. Ki kendisini ikinci kitap Aslan, Cadı ve Dolap'taki Cadı olarak göreceğiz.

   Narnia aslında çocuklara yönelik yazılmış olsa da, aralarda dinle ilgili metaforlara da rastlanıyor. Küçükken okuduğumda fark etmemiştim bunları; tekrardan okumanın faydaları. Edit: Metaforlar üzerine bir yazı yazıyorum, bitince paylaşacağım.

   Narnia serisini çok seviyorum yahu! Bu kitabı kütüphaneden aldım, aslında devam kitaplarını da ödünç alacaktım, ancak ikinci kitabın iade tarihi geçmiş -,- Kaldım ortada. Edit: Muradıma erdim, seriye devam ediyorum.

   Pauline Baynes'in kitaptaki illüstrasyonlarını çok beğensem de, bazılarının pikselli bir biçimde basılmış oluşu beni rahatsız etti.

   Narnia serisine başlamadan önce bilmeniz gereken bir şey var; seri çocuklar için yazılmış olduğundan, biraz masalsı bir havası var, herkese hitap etmeyebilir bu. Şahsen ben bunu çok seviyorum. Narnia'da yaşamayı da nasıl isterdim :')

   Edit:
   Serinin ikinci kitabı Aslan, Cadı ve Dolap'ın yorumu burada.
   Serinin üçüncü kitabı At ve Çocuk'un yorumu burada. 
   Serinin dördüncü kitabı Prens Caspian'ın yorumu burada.

Puan: 5

4 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Kitabı okuyalı vakit geçti, bu sebeple tam hatırlayamıyorum ama ''Tanrı'nın da yardımıyla iyiler kazanır.'' olabilir.

      Sil
  2. kısaca özet yazabilirmisin?

    YanıtlaSil