Bu yazıda NetGalley'den almış olduğum kitapların ikinci (ve şimdilik son) postasını paylaşacağım. Açıkçası kitapları beğenmedim ve eğer NetGalley'e karşı bir yükümlülüğüm olmasa bloga yazma zahmetine bile girmezdim ya, neyse.
A Feast of Sorrows - Angela Slatter: Karanlık masallardan oluşan bir kitap. Açıkçası masalları pek özgün bulmadım. Öykülerin gidişatlarını tahmin etmek kolaydı ve bu da okurken sıkılmama yol açtı -bir şeyin göz göre göre uzatılmasından hiç hazzetmem-.
Kitabın bence iyi yanı ise diliydi, hoş, insanı havaya sokan incelikli bir dil. Daha öykülerin başında bile o karanlık ve masalsı havayı da alıyorsunuz hemen.
Esasında bu kitaptakiler bol ödüllü öykülermiş. Biraz da bunun cazibesine kapılıp almıştım bu kitabı ama maalesef, beklediğim zevki alamadım. Puan: 2
The Twilight Zone: The Shadow - David Avallone: Belki de seksenli yıllarda çocuktunuz ve sırf Alacakaranlık Kuşağı'nı izleyebilmek için geç saatlere kadar uyanık kaldınız? Ben o dönemde henüz var bile değildim :P Alacakaranlık Kuşağı'nı keşfetmem biraz tesadüfi oldu, aslına bakarsanız Futurama'nın Scary Door adındaki parodileriyle keşfettim diziyi. Henüz dizinin daha başlarında olmama rağmen(çünkü 1959'daki ilk yayınlanmış bölümden başladım, yani katedecek epey yol var 2000'lere kadar) pek bir severim bu diziyi. Haliyle bu çizgi romanı gördüğümde de fazlasıyla heyecanlandım. Ne var ki, pek beklediğimi bulamadım.
Kitapta Shadow adında, kötüleri öldüren bir katil konu alınıyor. Ana karakterimiz ilk sahnede Shadow. Ancak karakterimiz her ölümcül kaza geçirişinde, kendisini başka bir bedende buluyor ve bu bedenler Shadow ile bir şekilde alakalı çıkıyor (radyoda Shadow'u seslendiren sanatçı, Shadow karakterini oluşturan yazar vs.)
Kurgunun potansiyeli yüksek aslında. Ancak bu kurgu -bence- iyi işlenemiyor. Ayrıca, kitabın kapak çizimini pek beğenmeme rağmen, kalanındaki çizimleri de renklendirmeleri de pek beğenmedim. Puan: 2
Kapanışı, Alacakaranlık Kuşağı'nın o ilgi çekici, eski introlarıyla yapalım (ikinci versiyonu daha bir seviyorum sanki).