Yakın gelecek ABD.
Herkese bir göbek adı vererek 'genişletilmiş yapay aileler' ve 'kardeşlik kastları' oluşturulmuş. Çinlilerin yerçekimiyle oynaması yüzünden gündelik yaşam son derece çetrefilli. Salgın hastalıklar ve enerji krizleri sonucunda ülke viran ve dünyanın geri kalanıyla ilişkisi kopmuş. New York ve Boston ve San Fransisco limanları yeniden ormanlarla kaplanmış. Makineler çalışmıyor.
Yukarıya, arka kapak yazısının bir kısmını yazdım. Beni heyecanlandıran ve ''Harika bir kurgu olmalı bu'' dedirten kısmı. Ama fena halde hayal kırıklığına uğradım. Resmen yukarıda bahsedilen olaylar kitapta iki üç cümlede ya bahsedilmiş ya bahsedilmemiş. Kitabı dikkatsizce okursanız, sonradan arka kapak yazısına baktığınızda, ''Kitapta böyle bir şeyden bahsediyor muydu ki yahu?'' demeniz normal. E, madem bunlardan kısacık bahsedilmiş, kitabın kalanında neler oluyor diye soracak olursanız, tipi bir Neandertal'e benzeyen Wilbur Swain'in yaşam hikayesi anlatılıyor.
Wilbur ve ikiz kardeşi Elizabeth, doktorlara göre on beş yaşlarına kalmadan ölecekler. Çocukların anne babası çok zengin. Zaten ikizleri görmek bile onları dehşete düşürüyor, onlardan uzak durmanın en iyisi olduğuna karar veriyorlar. Yerleştiriyorlar onları bir malikaneye, hizmetçiydi, doktordu falan ayarlıyorlar ve çocukların doğum günleri hariç ziyarete bile gelmiyorlar. Doktorlara kalırsa ikizlerin zekası asla üç yaş zekasını geçemeyecek. İkizler de buna uygun rol yapıyor. Halbuki kafa kafaya verince çok zekiler, her ne kadar birbirlerinden ayrılınca kafaları biraz dursa da. Kendilerini malikanedeki diğer insanlardan gizlice, gayet iyi yetiştiriyorlar. Bir gün annelerini ağlarken görüyorlar, keşke çocuklarımız normal olsaydı diye. Ertesi günü ikizler aptal rolünü oynamayı bırakıp ne kadar zeki olduklarını ortaya koyuyorlar. Sonra bu çocuklara bir zeka testi daha yapılıyor. Elizabeth'in okumayı yazmayı bilmediği ve asla öğrenemeyeceği ortaya çıkıyor bu yeni testte. Wilbur ise zeki çocuk olarak kabul ediliyor ve özel okullara vs. yollanıyor, Elizabeth ise akıl hastanesi tarzında bir yere. Wilbur ile kardeşinin arası iyice açılıyor, hayat devam ediyor, Wilbur ABD başkanı oluyor vesaire, vesaire, vesaire.
Wilbur'un insanlarla ilişkileri tuhaf geldi bana. Kitabın genelinde de sanıyorum ki bir şeyleri kaçırdım.
Yazarın önsözde yazdığına göre, bu kitap, otobiyografiye en yaklaştığı kitabıymış. Wilbur, kendisini temsil ediyormuş.
Kitap kısa kısa, birkaç paragraflık pasajlardan oluşuyordu, bu da okuma kolaylığı sağlıyordu bence. Tabii konudan konuya atlamayı da bayağı kolay kıldığını düşünüyorum.
Kitabı büyük bir beklentiyle okudum son sayfaya kadar, ancak beklentim boşa çıktı. Kitaba iki puan veriyorum, yazımın başında paylaştığım arka kapak yazısında yazanlar sayesinde, kitabın büyük bir potansiyelinin olması, iyi bir kurgu okuyacağımı düşünmem sebebiyle.
Puan: 2
Kurt Vonnegut etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kurt Vonnegut etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
12 Eylül 2013 Perşembe
Tazecik Kitap Yorumu: Hacıyatmaz - Kurt Vonnegut
8 Eylül 2013 Pazar
Sıradakinden Alıntı
Ağabeyime dair bir anekdot var ki ufak tefek farklılıklarla bana dair de olabilir:
Bernard bir süre New York, Shenectady'deki Umum Elektrik Araştırma Laboratuvarı'nda çalıştı ve gümüş iyodürün kimi türden kar ve yağmur bulutlarını yoğunlaştırabileceğini keşfetti. Laboratuvarı, tökezleyen sakar bir yabancının düştüğü yere göre bin bir farklı şekilde ölebileceği kadar olağanüstü bir dağınıklıktaydı.
Şirketin bu her an patlamaya hazır tuzaklarından oluşan hengameyi ilk gördüğünde bayılmanın eşiğine gelen bir güvenlik sorumlusu vardı. Ağabeyime çıkıştı.
Ağabeyim parmak uçlarıyla alnına vurarak şöyle dedi ona: ''Eğer buranın kötü olduğunu düşünüyorsan asıl şurayı görmelisin.''
Bernard bir süre New York, Shenectady'deki Umum Elektrik Araştırma Laboratuvarı'nda çalıştı ve gümüş iyodürün kimi türden kar ve yağmur bulutlarını yoğunlaştırabileceğini keşfetti. Laboratuvarı, tökezleyen sakar bir yabancının düştüğü yere göre bin bir farklı şekilde ölebileceği kadar olağanüstü bir dağınıklıktaydı.
Şirketin bu her an patlamaya hazır tuzaklarından oluşan hengameyi ilk gördüğünde bayılmanın eşiğine gelen bir güvenlik sorumlusu vardı. Ağabeyime çıkıştı.
Ağabeyim parmak uçlarıyla alnına vurarak şöyle dedi ona: ''Eğer buranın kötü olduğunu düşünüyorsan asıl şurayı görmelisin.''
26 Ağustos 2013 Pazartesi
Cağaloğlu...
Eveet, bir süredir yoktum, evde değildim, evimin olduğu şehirde de değildim, olduğum yerde bilgisayar yoktu, falan filan... Dün döndüm, bugün de Cağaloğlu'na gittim. Yordam Kitap'tan almak istediğim kitaplar vardı, meğer onun yeri de Alfa'nın hemen çaprazında kalıyormuş, ne mutlu bana :D Aldıklarıma gelirsek:
Kral Fare - China Miéville: Aslında bu kitabı almayacaktım, ancak orada çalışan abi çok sağolsun, bana hediye etti :D
Un Lun Dun - China Miéville: Bu kitabın birçok blogta yorumlarını okudum ve herkesin de çok beğenmiş olduğunu gördüm. Benden de olumlu bir yorum okuyacaksınız inşallah :D Edit: Olumlu yorum okumaya hazır mısınız? :D -vallaha da olumlu- Buyrunuz.
Perdido Sokağı İstasyonu - China Miéville: Bu kitabın konusunu çok beğendiğimden aldım. Eğer bu kitabı beğenirsem, ikinci kitabını da bir sonraki gidişimde alacağım.
Hacıyatmaz - Kurt Vonnegut: Bu okuduğum ilk Vonnegut kitabı olacak, hayırlısı. Bu kitabı da Alfa'dan aldım. Aslında April Yayıncılık'ın yeri Beyoğlu'ndaymış ama hiç oraya gidesim gelmedi, hazır görmüşken aldım. Edit: Yorum!
Kuralsız - Veronica Roth: Uyumsuz'un ikinci kitabı! Hadi bakalım Tris, göster kendini :D Edit: Yorum!
BZRK - Michael Grant: Yoklar serisinin yazarından başka bir seri. Edit: Bloga yorumu yazılmayacak, kitabı beğenmedim, bitirmeye de tenezzül etmedim dolayısıyla. Biot da biot, nereye kadar :D
Bitirmeden önce küçük bir not, en kısa sürede Satranç-Stefan Zweig, Fareler ve İnsanlar-John Steinbeck ve Büyücünün Yeğeni-C.S.Lewis kitaplarının yorumlarını yazmaya çalışacağım. Edit: Yazdım, linkleri ekledim.
Kral Fare - China Miéville: Aslında bu kitabı almayacaktım, ancak orada çalışan abi çok sağolsun, bana hediye etti :D
Un Lun Dun - China Miéville: Bu kitabın birçok blogta yorumlarını okudum ve herkesin de çok beğenmiş olduğunu gördüm. Benden de olumlu bir yorum okuyacaksınız inşallah :D Edit: Olumlu yorum okumaya hazır mısınız? :D -vallaha da olumlu- Buyrunuz.
Perdido Sokağı İstasyonu - China Miéville: Bu kitabın konusunu çok beğendiğimden aldım. Eğer bu kitabı beğenirsem, ikinci kitabını da bir sonraki gidişimde alacağım.
Kuralsız - Veronica Roth: Uyumsuz'un ikinci kitabı! Hadi bakalım Tris, göster kendini :D Edit: Yorum!
BZRK - Michael Grant: Yoklar serisinin yazarından başka bir seri. Edit: Bloga yorumu yazılmayacak, kitabı beğenmedim, bitirmeye de tenezzül etmedim dolayısıyla. Biot da biot, nereye kadar :D
Bitirmeden önce küçük bir not, en kısa sürede Satranç-Stefan Zweig, Fareler ve İnsanlar-John Steinbeck ve Büyücünün Yeğeni-C.S.Lewis kitaplarının yorumlarını yazmaya çalışacağım. Edit: Yazdım, linkleri ekledim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)