Koridor Yayıncılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Koridor Yayıncılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Haziran 2019 Perşembe

Tazecik Kitap Yorumu: 5 - Ursula Poznanski


   Geocaching üzerine kurulu bir polisiye kitabı bu. Geocaching nedir derseniz, bir nevi modern hazine avı. Koordinatlara bakarak saklı kutuları bulur ve içine bazen bir not, bazen bir eşya bırakırsınız. Kitabı okumadan önce çok daha hevesliydim bu geocaching işine, ama sonra dedim, amaaaan otur oturduğun yerde, sürpriz yumurtadan sen çıkma sonra... (Bu yorumu geçen sene yazıp yayınlamayı unutmuşum. Aradan geçen zamanda geocaching'e başladım, üç beş de kutu bulmuşluğum var. Heyecan verici bir uğraş, ilginiz varsa bir denemenizi tavsiye ederim).

   Olay şu ki, "hazine avı" formatını kullanarak, işlediği cinayetten bir kanıt ile işleyeceği sonraki cinayete ilişkin bir ipucu bırakan bir katil var.

   Katili bulmak pek zor değil, geocaching'i temel alan kurguysa ilgi çekici. Ancak kitabın kalan hiçbir kısmı için başarılı diyemeyeceğim maalesef.

   Karakterler, diyaloglar, hatta ve hatta betimlemeler çok klişe. Kitabın sonundaki büyük olay da bangır bangır bağırarak geliyor. Sonraki kitaplarda gerçekleşecek birkaç olayı tahmin etmek bile mümkün.

   Ana karakter klişe oluşunun yanı sıra bir abartı balonu aynı zamanda. Ooo, o polis hanım çok zekidir, onunla gurur duyuyoruz vs. deniyor hakkında, ancak gördüğü şeyin koordinat olduğunu anlaması bir asır sürüyor... Bunu anlamak o kadar zor olmamalıydı.

   Birkaç da ufak çeviri yahut editörlük hatası mevcut kitapta. "Straße" Almancada "sokak, cadde", "See" ise "deniz, göl" anlamlarına geliyor. Kimi yerlerde Almanca ve Türkçe kelimeler beraber kullanılmıştı, Wolfgangsee Gölü mesela. Sokak veya cadde isimlerinin geçtiği her ifade de çevrilmeden bırakılmıştı. Başka hatalar varsa da bilemiyorum, Almancam bu kadarına yetiyor...

   Okuduğum her Poznanski kitabıyla birlikte puanım bir bir düşüyor. Sonraki okuyacağım kitap beni şimdiden korkutuyor...

Puan: 2

12 Haziran 2019 Çarşamba

Sıradakinden Alıntı

   Birisinin sırf dışarıdan nasıl göründüğüne bakarak neler yapabileceğini bilmek imkansızdı. Ne yazık ki. Neyse ki.

3 Ağustos 2016 Çarşamba

Leyleğin Getirdiği

   Geçenlerde Philip Reeve'in yazmış olduğu Yürüyen Kentler adlı kitabı bitirdim, epey de beğendim. Kitap, bir serinin ilk kitabıydı. Seriyi nereden tamamlasam diye internette gezinirken, D&R'ın sitesinde temmuz sonuna kadar ON8 Kitap'ın tüm kitaplarının 9.90'a satıldığını gördüm, yani seriyi etiketlerinin yarı fiyatından da azına tamamlayabilecektim. Bir de bunun üstüne, D&R'ın hafta sonuna özel, 150 tl'yi aşan alışverişlere 15 tl'lik ekstra indirimi vardı. Eh, bu sebeple de sepeti biraz hunharca doldurdum. Ve sonuç, aldıklarım:


İhanet Altını, Cehennem Makineleri, Karanlık Düzgün - Philip Reeve: Alışverişimin esas amacı olan, Yürüyen Kentler serisinin devam kitapları.



Leviathan, Behemoth - Scott Westerfeld: Westerfeld kitabı okumayalı bir yıl olmuş. Leviathan serisini de almayı çoktandır istiyordum, bu sefere nasip oldu.



Eski Mars - George R. R. Martin, Gardner Dozois: Bir bilimkurgu öyküleri derlemesi kitabı. Bir de Eski Venüs adlı bir derlemeleri var, ancak bu kitapta, yani Eski Mars'ta önceden okumuş olduğum birkaç yazarın öyküleri yer aldığı için bunu almayı tercih ettim. Edit: Bloga yorum yazılmayacak. Bir öyküyü bile beğenemedim içinden, verdiğim paraya acıdım resmen.

Vardiya - Hugh Howey: Wool serisinin ikinci kitabı. İlk kitabı Silo'yu okuyalı iki yılı aşkın vakit geçmiş, hey gidi.



Bay Y'nin Sonu - Scarlett Thomas: Kareler ve Sayfalar blogundaki incelemeyi okuduğumdan beri, okumak istediğim ancak almayı hep unuttuğum bir kitaptı bu -nasıl oluyor diye sormayın, şu unutkanlık tuhaf bir şey, söz konusu olan bir kitabı almayı unutmaksa hem de-.

Jacob de Zoet'in Bin Sonbaharı - David Mitchell: Bulut Atlası'nı okuduğumdan beri, David Mitchell'in diğer kitaplarını da okumayı düşünüyordum. Şimdi de bu düşünceyi gerçekleştirme yolunda ufacık bir adım attım, devamı da gelsin bakalım.



Kâbuslar Pazarı - Stephen King: Bu kitabı çıktığından beri alıp okumayı çok istiyordum, ancak bir türlü alamamıştım. İlk başta okulumun oradaki kitapçıdan sipariş verdim, ancak getirmesi o kadar uzun sürdü ki, okuldan mezun oldum >.<  :D Neyse, sonuç olarak siparişi iptal ettim. Ukitap'tan takasla alacaktım, ancak bu kitaba sahip birkaç üye bulmama ve elimde onların istedikleri kitaplar olmasına rağmen takasa yanaşmadılar. Nihayetinde bu alışverişimde bu kitaba kavuştum, mutluyum. Bunca çabaya değer umarım. Edit: Değmedi :( Bloga yorumu yazılmayacak. Ur dışında pek sevemedim öyküleri.

5 - Ursula Poznanski: Poznanski'nin yeni kitabı çıkmış da benim haberim olmamış. Bir raslantı eseri gördüm bu kitabın çevrilmiş olduğunu. Yaşadığım en güzel raslantılardan :P Edit: Yorum.



Korkunun Bütün Sesleri - Kolektif: Bir bilimkurgu öyküleri derlemesi daha. Yazarlar arasında çok ilgi çekici isimler var.

   Evet, benden bu kadar. Siz neler okuyorsunuz, yakın dönemde neler aldınız? Edit: Cevap gelmez... :D *ağustos böceği cırlamaları*