30 Kasım 2015 Pazartesi
Leyleğin Getirdiği
Çok sevdiğim Harry Potter serisini, çok sevdiğim Jim Kay'ın illüstre edeceğini duyunca havalara uçmuştum. Ancak Yapı Kredi'nin bu kitabı satışa sunacağından emin değildim, bu sebeple biraz üzgündüm. Hiç bekletmeden kitabı bizde de satışa sunduklarını görünce ise epeyce uçtum havalara, oralardan manzara çok güzel, bunu da belirteyim (hayır, basınç beni etkilemedi, sevinç kabarcığı beni korumuş olmalı).
Küçük birkaç not düşeyim:
- Harry Potter ve Felsefe Taşı'nın yorumuna buradan ulaşabilirsiniz. Yorum halihazırda mevcut olduğu için bu özel baskıya uzun yorum yazmayacağım. Baskısına ve çizimlerine ilişkin bir şeyler yazarım sanırım.
- Jim Kay ile tanışmam, Patrick Ness'in Canavarın Çağrısı sayesinde olmuştu (kitabın illustratörü Jim Kay idi). O kitabın yorumuna da buradan ulaşabilirsiniz -en sevdiğim kitaplardandır Canavarın Çağrısı bu arada-.
- Leylek idefix'ten gelme. Normalde uzunca bir süre internetten alışveriş yapmamayı düşünüyordum. Ancak kitabı bir arkadaşımla beraber aldık (bir ona bir bana). Ki kendisi bana Harry Potter'ın ilk kitabını hediye eden ve böylece seriye başlamamı sağlayan insandır. Teşekkürlerimi de sunayım ona buradan, tekrardan.
14 Eylül 2015 Pazartesi
Hoşuma Yapışanlar
İkinci resim hoşuma gitse de, Hufflepuffların o kadar saftirik resmedilmemesi gerektiği kanaatindeyim :D Severim kendilerini.
Önceki yazılardan birinde floccinaucinihiliphilification'un çizimlerine yer vermiştim. Kendisi yeni çizimler yapmış, hepsi birbirinden ayrı güzel! Eksik kalmayın efenim, sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
Yukarıdakilerin linkleri sırasıyla: 1-2-3-4-5-6-7.
22 Ağustos 2015 Cumartesi
Hoşuma Yapışanlar
7 Temmuz 2015 Salı
Tazecik Kitap Yorumu: Harry Potter ve Ölüm Yadigârları - J. K. Rowling
Serinin ilk kitabı Harry Potter ve Felsefe Taşı'nın yorumu burada.
Serinin ikinci kitabı Harry Potter ve Sırlar Odası'nın yorumu burada.
Serinin üçüncü kitabı Harry Potter ve Azkaban Tutsağı'nın yorumu burada.
Serinin dördüncü kitabı Harry Potter ve Ateş Kadehi'nin yorumu burada.
Serinin beşinci kitabı Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın yorumu burada.
Serinin altıncı kitabı Harry Potter ve Melez Prens'in yorumu burada.
Sıra geldi serinin son kitabının yorumuna. Seriyi bitirdiğime hala inanamıyorum bu arada... :'I
İlk yedi kitabın aksine, bu kitapta olanları uzun uzadıya anlatmayacağım. Kitabın konusundan biraz bahsedip, kitabın sevdiğim ve sevmediğim yönleri üzerinde durmayı düşünüyorum.
Sihir dünyası savaşa girmiş durumda. Voldemort ve adamları, Harry ve arkadaşlarının peşinde. Harry, Hermione ve Ron, yedinci yıllarında Hogwarts'a dönmüyor ve Dumbledore'un onlara bıraktığı görev üzerinde çalışmaya başlıyorlar. Benim bu üç cümlede özetlemiş olduğum şey, altı yüz doksan sayfalık kitabın tüm konusunu oluşturuyor, ancak kitabı okurken bir sayfada bile sıkılmıyorsunuz, siz sayfaları delice bir merakla çevirirken kitap bitiveriyor.
Dumbledore'un bıraktığı görev, hortkulukları yok etmek. Açıkçası altıncı kitabı bitirdiğimde Harry, Hermione ve Ron'un bu görevi nasıl tamamlayacaklarını anlayamadım. Ellerinde çok az bilgi vardı çünkü. Bu sebeple bu kitabı okurken biraz tedirgin oldum, acaba Rowling işin içinden çıkmak için çocukların hortkulukları elleriyle koymuş gibi bulmalarını sağlar mı, diye düşündüm. Çok şükür ki doğru çıkmadı bu. Onlar da benim kadar şaşkındı ve ellerindeki bilgiler yetersizdi (yazar burada kendini umutsuzca Harry-Hermione-Ron üçlüsüne dahil etmeye çalışıyor). Ama bununla iyi baş ettiler, ipuçlarını iyi kovaladılar. Bu bakımdan, kitabın çok büyük bir artısı var gözümde.
Hermione ve Ron'un, Harry'ye hortkuluk avında katılabilmek için çok büyük fedakârlıklar yapmaları gerekiyor. Hele Hermione'ninki nasıl bir fedakârlık arkadaş... Düşünün, okulu bırakıyor! Bu bir. İkincisi ise çok daha yürek parçalayıcı bir fedakârlık, ama ne olduğunu yazmayacağım, kendiniz okuyup duygulanın :'(
Harry, Hermione ve Ron hortkuluk arayışındayken, ölüm yadigârları konusuyla da haşır neşir oluyorlar ve bunun yanı sıra, Harry'nin geçmişine dair birtakım bilgiler ediniyorlar.
Bu arada, kitabın bazı bölümlerinde Ron'a kafa atmak
istedim. Nedenini biliyorsunuz, ey kitabı okuyanlar-(filmini izleyenler
de diyebilirim, ama hayır; neden kitabı okumadan filmi izlediniz ki
canlarım?).
Bu kitapta Kreacher çok sevimliydi. Kreacher da, Dobby de çok takdir edilesi ev cinleri. İkisi de birer kahraman :')
Gelelim kitabın sonuna... DİKKAT, SPOILER! Harry çok fedakâr bir çocuk, herkesin iyiliği için kendini feda etmeye hazır. Ancak Dumbledore'un, Harry'nin bu özelliğini bilerek planlar yapması hoş mu? Değil. Çocuğa ölmekten başka seçenek bırakmıyor zaten. Bir şeyi seçmek var; bir şeyi yapmak zorunda bırakılmak var. Harry her ne kadar Voldemort'la kendi ölümü pahasına yüzleşse ve bu kendisinin tercihi olsa da, aslında Dumbledore'un kendisine yüklediği bir zorunluluktu resmen bu. Dumbledore amaca giden yolda resmen her şeyi mübah gören bir insan olduğu için...
SPOILER DEVAMI. Bir de Snape'e gelelim. Kendisi özünde iyi bir adam, Harry'den nefret etse de, hayatının son yıllarını hep onu korumak için geçiriyor. Ama bunu aslında Lily için yapıyor.
SPOILER DEVAMI. Son olarak Harry'ye gelelim. Kendisi çok yüce bir insan, her şeyin sonunda elinde üç ölüm yadigârı bulunmasına rağmen, bunlardan vazgeçmeyi biliyor. Tek yüceliği bu da değil; oğluna gidip Albus Severus adını veriyor. Albus; Harry'nin ölmesi için plan yapan adam. Severus; Harry'den nefret eden ve ona okul yıllarını zehir eden adam. Dumbledore'u ve Snape'i çok seviyorum ben aslında. Ancak, Harry'nin yerinde olsam, çocuğuma onların isimlerini koyar mıydım? Hayır. Harry'ye yaptıkları ortada çünkü. Yaptıkları fedakârlıklar sebebiyle, yaptıkları öbür kötü şeyleri bir kalemde silip atamazdım sanırım. Bu arada, A Very Potter Senior Year'ı izlemiş miydiniz? Onun sonu çok iyiydi, Harry oğluna Albus Scarfy adını vermiş :D Scarfy gerçek bir kahramandı, saygıyla anıyoruz.
SPOILER İÇEREN SON PARAGRAF. Şu epilog bölümünü pek sevemedim. Rowling kitabı o kadar incelikli bir şekilde kurgulamış, ilk kitaptaki olaylara bile atıfta bulunmuş, özene bezene bir kitap yazmış; ama sonra kitabın sonuna üstünkörü bir epilog koymuş. Olacak iş mi? Epilogu okurken, herkesin Hogwarts'taki arkadaşlarıyla evlendiğini, birkaç çocuk sahibi olduğunu görüyoruz. Konuşmalar arasında ''öğretmenin Neville'e selam söyle'' vs. hiç yakışık olmamış bence. Az sayfaya yılların olayı sığıştırılmaya çalışılmış, ama sığ olmuş. Luna'ya ne olduğunu öğrenemiyoruz bile! Rowling sonradan şu hikâyeyi yayınladı; bence bu hikâyeden daha güzel bir epilog olurdu. Rita Skeeter'ın ağzından olması belki serinin geri kalanının anlatımına uygun olmazdı ama bu hikâyenin kitaptaki epiloga göre çok daha bilgilendirici olduğu kesin. Bu arada, Skeeter; seni kötü kadın :D Ama çok sevdim hikâyeyi, siz de okuyun muhakkak.
Son olarak, seri bittikten sonra Rowling'in yaptığı iki açıklamaya değinmek istiyorum. İlki, Dumbledore'un eşcinsel olması. Grindelwald'a aşık olduğu için o kadar gözü kara davranmış. Bence güçlü bir arkadaşlık bağı da öyle davranmasına yeterdi, ama ben bunu kaçırdım diyelim. Bunu anlayamadığını söyleyen diğer okurlarına çıkışmasını biraz aşırı buldum, kurguda daha derinine inebilirdi bu ilişkinin. Edit: Fantastik Canavarlar film serisinde kurguda gerekli ağırlığı verdiğini duymuştum, henüz izleyemedim. İkincisi de, Hermione'nin aslında Ron ile değil de Harry ile evlenmesi gerektiğini açıklaması. Yahu, niye? Harry ile Ginny son derece mutlu zaten. Ginny'nin aşk uğruna ne acılar çektiğini biliyoruz :P Harry'nin de onu ne kadar sevdiğini biliyoruz. Ron'la Hermione'nin de arası iyi. Hem, Harry ile Hermione'nin evlenmemesi, seriye bir farklılık sağlıyor. Sevmiştim bu farklılığı ben. Neden hayallerimi yıkıyorsun Rowling? Hem ev bark sahibi olmuş o karakterler, amacın nedir, a-aa...
Neyse. Şahane bir seriye şahane bir son kitap olmuş. Kurmaca dünyan için çok teşekkürler Rowling. Ama lütfen, seriyle ilgili "bu aslında böyleydi / böyle olmalıydı" şeklinde açıklamalar yapma, tadında bırak. Bu açıklamaları genişleteceğin evrenle, yazacağın öykülerle yap en azından. Harry'nin diğer ders kitaplarını yazıp bastır mesela. Bize James'in gençliğini anlat. Harry'nin ilerleyen yaşlarını anlat. Harry'nin çocuklarının Hogwarts'taki durumunu anlat. Anlatacak, yazacak, çok şey varken, ''Hermione Harry ile evlenmeliydi.'' deme. N'olursun.
Puan: 5
2 Temmuz 2015 Perşembe
Sıradakinden Alıntı
12 Nisan 2015 Pazar
Tazecik Kitap Yorumu: Harry Potter ve Melez Prens - J. K. Rowling
Serinin ilk kitabı Harry Potter ve Felsefe Taşı'nın yorumu burada.
Serinin ikinci kitabı Harry Potter ve Sırlar Odası'nın yorumu burada.
Serinin üçüncü kitabı Harry Potter ve Azkaban Tutsağı'nın yorumu burada.
Serinin dördüncü kitabı Harry Potter ve Ateş Kadehi'nin yorumu burada.
Serinin beşinci kitabı Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın yorumu burada.
Yaz tatilinin sonuna doğru Dumbledore, Harry'yi Kovuk'a götürmek üzere Privet Drive'a gelir. Harry'yi evinden almasının birkaç sebebi daha vardır aslında. Birincisi, Harry'nin bir kez daha Privet Drive'a dönmesine izin vermeleri için Dursleylerle konuşmak. İkincisi, Harry ile, Sirius'un mirası meselesini gidermek. Üçüncüsü de, Horace Slughorn'u Hogwarts'a dönmesi için ikna etmek (Harry'yi kullanarak :D). Nasıl ikna ediyor peki? Bu Slughorn'un, başarılı olacak kimseleri tespit edebilme gibi ilginç bir yeteneği var. Bu kişileri kendi kurmuş olduğu Slug Klübü adı altında topluyor, bunları birbirleriyle tanıştırıp, iyi yerlere gelmelerini vs. sağlıyor, ayrıca bu tanıştırmalar sonucu kendi de kâr sağlıyor.
Bu meseleler halledildikten sonra, Dumbledore Harry'yi Kovuk'a bırakıyor. Hermione da bir süre önce Kovuk'a gelmiş. Neyse, ertesi gün Ron, Hermione ve Harry konuşuyorlar derken, baykuşlar S.B.D. sonuçlarını getiriyor. Üçünün notları da iyi olduğu için (Hermione'ninkiler çok çok iyi tabii), artık F.Y.B.S. dersleri onları beklemekte. Ne var ki, Harry ile Ron'un İksir notu Olağanüstü yerine, Beklenenin Üstünde olduğu için, Snape'in onları derslerine kabul etmeyeceklerini biliyorlar. Neysecüm, Diagon Yolu'na gidip alıyorlar kitaplarını, Fred ile George'un büyücü şakaları dükkanına da uğruyorlar. O sırada dışarıda Malfoy'u görüyorlar, onu takip etmeye başlıyorlar. Draco, Borgin ve Burkes'e giriyor, bir işler çevirdiği belli, ancak ne olduğunu öğrenemiyorlar.
Hogwarts'a geri döndüklerinde bir bakıyorlar ki, yeni Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Öğretmenleri Snape! Slughorn ise İksir öğretmeni olmuş ve Harry ile Ron'un notunu yeterli bulduğu için onları dersine alıyor, ancak ikisi, İksir dersi alamayacaklarını düşündükleri için kitap almamışlardı. Slughorn onlar kitap alana değin ikisine de birer kitap veriyor, Harry'nin kitabının başında ise ''Bu kitap Melez Prens'in malıdır.'' yazmakta. Bu Melez Prens, kitabın her yanına notlar almış ve iksir yapımında bu notlar Harry'ye çok yardımcı oluyor, hatta onu sınıf birincisi yapıyor. Ne var ki zamanla, Melez Prens'in bazı notları, Harry'nin başını belaya da sokuyor...
Bir de, Dumbledore ile özel derslere başlıyor Harry, bu derslerde Voldemort'u daha yakından tanımaya başlıyor. Bunun, Voldemort'la yapacağı savaşta çok büyük önemi var(bkz. hortkuluklar).YEDİNCİ KİTAPLA İLGİLİ SPOILER! Harry'nin bir hortkuluk olduğunu bu kitabı okurken anlamış olduğumu ve bu sebeple bazı arkadaşlarımı delirttiğimi biliyor muydunuz? :P Tepkileri görülmeye değerdi cidden :D SPOILER SONU.
Bu arada, yıl boyunca okulda bazı öğrenciler, çeşitli korkunç olaylar sebebiyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Harry ve arkadaşları bu durumun Draco'nun eseri olduğundan şüpheleniyorlar, ancak bunu kanıtlayamıyorlar.
Yine bir Harry Potter kitabı, yine harika bir kitap. Sonu konusunda ise tereddütteyim. Sahiden böyle bitmek zorunda mıydı?! Beşinci kitabın sonunda yaşadığım isyanın aynısını yaşıyorum... Geriye kaldı son kitap; seri bitiyor diye ayrı bir isyandayım... Neyin isyanıysa bu, seriyi uzatıp cılkını çıkartmaktansa, tadında bırakmalı, değil mi? Yine de, hüzünlenmekten kendimi alamıyorum...
Edit:
Serinin yedinci kitabı Harry Potter ve Ölüm Yadigârları'nın yorumu burada.
Puan: 5
14 Mart 2015 Cumartesi
Sıradakinden Alıntı
10 Mart 2015 Salı
Hoşuma Yapışanlar
DUMBLEBURN!!! :D Öf, ne güldüm...
Tadımlık olsun diye bu iki karikatürü buraya bıraktım. 9gag'da gördüm bu karikatürleri ilk, buradan ulaşabilirsiniz, (bana göre) en iyi beşini derlemişler. Daha fazlasını isterseniz de, sizi orijinal sayfaya alalım.
8 Mart 2015 Pazar
Tazecik Kitap Yorumu: Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı - J. K. Rowling
Serinin ilk kitabı Harry Potter ve Felsefe Taşı'nın yorumu burada.
Serinin ikinci kitabı Harry Potter ve Sırlar Odası'nın yorumu burada.
Serinin üçüncü kitabı Harry Potter ve Azkaban Tutsağı'nın yorumu burada.
Serinin dördüncü kitabı Harry Potter ve Ateş Kadehi'nin yorumu burada.
Harry her zamanki gibi bir yaz tatili geçirmekteyken, Little Whinging'de akla hayale gelmeyecek bir olay olur: Ruh Emiciler gelir! Hatta az daha biri Dudley'i ruhundan etmek üzeredir ki, Harry onu kurtarır. Ne var ki, onu kurtarmak için sihir kullanması, kendisine Sihir Bakanlığı'ndan bir mektup gelmesine sebep olur, Hogwarts'tan atıldığı ve asasını imha etmek üzere bir ekibin yola çıktığı bildirilmektedir mektupta, ayrıca 12 Ağustos'ta bu konu hakkında Harry'nin mahkemeye çıkması gerekmektedir. Çok şükür ki Dumbledore araya girer ve Harry'nin Hogwarts'tan atılması ve asasının imha edilmesi mevzuusunu mahkemede görüşülmek üzere erteletir.
İşte Harry'nin Hogwarts'taki beşinci yılı öncesi böyle korkunç bir olay yaşanır, ne var ki yıl boyunca da başına gelmeyen kalmayacaktır... Sihir Bakanlığı'nın Harry hakkında çıkardığı söylentiler, neredeyse tüm okulun Harry'ye tavır takınması, okula Bakanlık tarafından gönderilen yeni Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni Dolores Umbridge ve Harry'ye verdiği acımasız cezalar, Harry'nin sürekli gördüğü bir kabus ve acıyan yara izi...
Bu kitapta Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nı öğreniyoruz Harry ile birlikte. Dumbledore'un adamları denebilir bu Yoldaşlık'takilere. Sirius'un evi karargâh olarak kullanılıyor. Ne var ki Sirius Yoldaşlık'tan olsa da, kendi güvenliği için evden çıkması yasak. Ah be Sirius... Adamı sevmemek, durumuna acımamak elde değil.
Bakanlığın Hogwarts'a müdahale edebilmek için gönderdiği Dolores Umbridge, korkunç bir kadın. Kadından tiksinmemek, nefret etmemek imkansız. Öte yandan, onun olduğu bölümleri zevkle okudum. Kadın bizim eğitim sistemimizi temsil ediyor adeta. Kitaptan bir alıntı paylaşmak isterim:
Harry, yumruğu yine havada, ''Peki ya gerçek dünyada kuramın bize ne faydası olacak?'' dedi yüksek sesle.
Profesör Umbridge başını kaldırıp baktı.
''Burası okul, Mr Potter, gerçek dünya değil.''
Umbridge her ne kadar ilk başta sadece bir öğretmen olsa da, sonradan Bakanlık'tan aldığı yetkiyle, okul işlerine burnunu sokmaya başlıyor. Onun başa geçişiyle birlikte okulda oluşan kaos ortamını sırıtarak okudum. Madem öyle, işte böyle sayın Umbridge. Dıgıdık dıgıdık.
Bu kitapta Fred ile George'un çeşitli sihirli icatlarını görüyoruz, ne de orijinal şeyler :D Kitabın çevirmenleri Kutlukhan Kutlu ile Sevin Okyay da harika bir şekilde uyarlamış bunların isimlerini, ellerine sağlık (aslında tek teşekkürüm bunun için değil, her kitabın her satırında harika iş çıkarıyorlar). Vee, Fred ile George'un çevirdikleri en büyük numarayı bu kitapta okuyoruz. Eh, Hogwarts efsanesi olacak kadar var sahiden :D
Bu kitapta karşılaştığımız bir yeni karakter de Luna Lovegood. Biraz tuhaf bir tip, ancak çok sevdim onu. Şapkasını yesinler :3
Kitapta sevdiğim bir bölüm de, Snape'in en kötü anısı oldu. Ah be Snape, ben neden sana bu kadar sempati duyuyorum ki acaba? Anıyı okumamla birlikte sempatim tavan yaptı diyebilirim.
Kitap boyunca Harry ile aynı duyguları duydum, aynı isyankârlığı hissettim. Serinin dördüncü kitabını ilk üç kitaba göre daha çok beğenmiştim, ama bu beşinci kitap yok mu beşinci kitap... Bayıldım. Pof, seri bitsin istemiyorum.
Edit:
Serinin altıncı kitabı Harry Potter ve Melez Prens'in yorumu burada.
Serinin yedinci kitabı Harry Potter ve Ölüm Yadigârları'nın yorumu burada.
Puan: 5
22 Şubat 2015 Pazar
Sıradakinden Alıntı
''Hayır, 'B','' diye düzeltti George. '' 'Beklenenin Üstünde'. Ben hep Fred'le benim her şeyden 'B' almamız gerektiğini düşünmüşümdür, çünkü sırf sınavlara gelmekle bile beklenenin üstüne çıktık.''
19 Şubat 2015 Perşembe
Tazecik Kitap Yorumu: Ozan Beedle'ın Hikâyeleri - J. K. Rowling
Biz Mugglelar için masallar ne ise, Ozan Beedle'ın hikâyeleri de büyücüler için o. Öte yandan, bu ikisi arasında bariz bir fark var. Kitaptan alıntı yapacak olursak:
''Muggle masallarında kahramanın dertlerinin kökünde genellikle büyü vardır -kötü cadı elmayı zehirlemiştir, prensesi yüz yıllık uykuya sokmuştur ya da prensi korkunç bir canavara dönüştürmüştür. Ozan Beedle'ın Hikâyeleri'nde ise kendileri sihir yapabilen ancak sorunlarını çözmede bizim kadar zorlanan kahramanlarla karşılaşıyoruz.''
Kitapta beş tane hikâye var, hikâyelerin aralarına Rowling'in çizimleri serpiştirilmiş; her hikâyenin sonunda da Dumbledore'un notları yer alıyor. Hikâyelerin çoğu bana bir şekilde tanıdık geldi-sonuncu hikâyeyi önceden okuduğuma eminim hatta-. Hoş hikâyelerdi, ancak çok beğendiğimi söyleyemem. Hikâyelerden ziyade, Dumbledore'un notlarını beğendim aslında. Büyücü kültürünü tanımak için iyi bir kitap yine de. Bu arada, kitabın kapağı çok hoş değil mi? ^_^
Puan: 4
Sıradakinden Alıntı
Elbette ki böyle bir arayış budalaca bir fanteziden farklı değildir. Hayattaki hiçbir erkek ya da kadın, ister sihirli olsun ister olmasın, fiziksel, akli ya da duygusal, incinmenin bir biçiminden kaçınamamıştır. Acı çekmek nefes almak kadar insanidir.
18 Şubat 2015 Çarşamba
Tazecik Kitap Yorumu: Harry Potter ve Ateş Kadehi - J. K. Rowling
Serinin ilk kitabı Harry Potter ve Felsefe Taşı'nın yorumu burada.
Serinin ikinci kitabı Harry Potter ve Sırlar Odası'nın yorumu burada.
Serinin üçüncü kitabı Harry Potter ve Azkaban Tutsağı'nın yorumu burada.
Her senenin yaz tatili gibi, bu senenin yaz tatili de Harry için pek farklı geçmemektedir, ta ki Harry, Weasleyler ile Quidditch Dünya Kupası finalini izlemeye gitmek ve tatilin son iki haftası Weasleylerin yanında kalmak için Dursleylerden izin koparana kadar. Eh, Mr Weasley, Fred, George ve Ron, Harry'yi almak üzere Dursleylere gelirler, ama ''normal yollarla'' eve gelmedikleri için biraz sorun çıkar. Allah'ım, ne mükemmel bir sahneydi yahu o :D
Quidditch Dünya Finali maçı güzelce geçer, ne var ki maçtan saatler sonra geceleyin Voldemort'un müritleri bir tür baskın düzenler ve gökyüzüne Karanlık İşaret gönderirler. Bu durum büyücü dünyasını endişeye sürükler.
İki hafta sonra, Hogwarts'ta eğitim-öğretim yılı başlar(ah, biz de olaydık orada...). Bu sene Hogwarts'taki en büyük yenilik, Üçbüyücü Turnuvası'dır. Bu etkinlik bir asırdan beri ilk defa düzenlenmektedir. Avrupa'nın en büyük üç büyücülük okulundan (Hogwarts, Beauxbatons, Durmstrang) birer şampiyon kurayla seçilecek ve bu seçilen şampiyonlar kendilerine verilen çeşitli görevleri tamamlamaya çalışacaktır. En çok puanı alan, turnuvayı kazanacak ve ödül olarak bin Galleon'un sahibi olacaktır.
Hogwarts'tan şampiyon olarak seçilebilmek için bir yaş sınırı vardır ve Harry'nin yaşı tutmamaktadır. Harry de turnuvaya katılmak için can atmamaktadır zaten. Ne var ki, çekilen kurada (bu kura Ateş Kadehi'ne isim atılmasıyla yapılıyor, bu arada) Beauxbatons ve Durmstrang'tan birer öğrenci çıkmasına rağmen, Hogwarts'tan iki öğrenci çıkar: Cedric Diggory ve Harry Potter. İlk başta ortalık, Harry'nin de turnuvaya dahil olmasıyla karışır, ancak turnuva kuralları gereği Ateş Kadehi'nden adı çıkan şampiyon yarışmak zorundadır, yani Harry'nin yarışmama gibi bir seçeneği yoktur.
Serinin ilk üç kitabını beğenmiştim, ama bu kitabı ayrı bir beğendim! Kitabın olay örgüsü çok hoşuma gitti. Bu senenin Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni Deli-Göz Moody de harika bir karakter (SPOILER! Eh, Moody olmadığını biliyorum, ama yine de sevdim :D SPOILER BİTTİ.) Hele Malfoy'un gelincik sahnesi mükemmeldi yahu, canımsın Moody :P
Bu kitap sonun başlangıcı niteliğinde (demek istediğimi anladınız, değil mi? *göz kırpar*). Açıkçası, işlerin ciddileşmesi pek hoşuma gitmiyor, ancak olaylar bu şekilde gerçekleşmek zorunda. SPOILER! Ah be Harry, ah be Cedric; madem kupanın Anahtar olduğunu anladınız, neler olacağını bekleyip görmek yerine, hemen geri dönseydiniz keşke canlarım :'( SPOILER BİTTİ. Çook üzülüyorum, çok. Kendine iyi bak, e mi Harry?
Edit:
Serinin beşinci kitabı Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın yorumu burada.
Serinin altıncı kitabı Harry Potter ve Melez Prens'in yorumu burada.
Serinin yedinci kitabı Harry Potter ve Ölüm Yadigârları'nın yorumu burada.
Puan: 5
11 Şubat 2015 Çarşamba
Sıradakinden Alıntı
8 Şubat 2015 Pazar
Tazecik Kitap Yorumu: Harry Potter ve Azkaban Tutsağı - J. K. Rowling
Serinin ilk kitabı Harry Potter ve Felsefe Taşı'nın yorumu burada.
Serinin ikinci kitabı Harry Potter ve Sırlar Odası'nın yorumu burada.
Sirius Black adında azılı bir katil, Ruh Emicilerle korunan Azkaban Hapishanesi'nde on iki yıl boyunca tutsak kaldıktan sonra, bir şekilde oradan kaçmayı başarmıştır. Black'in, Voldemort'un hizmetkârlarından olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır. Black'in şimdi, Harry'nin peşine düşmüş olduğu tahmin edilmektedir.
Harry istediği kadar beladan uzak durmaya çalışsın, bela her zamanki gibi gelir onu bulur tabii ki.
Bu kitapta ilk defa Lupin, Black ve Trelawney ile karşılaşıyoruz. Lupin ile Black'i çok sevdim, Trelawney'yi sevdiğim söylenemez, ama onun bölümlerini sırıtarak okudum. Şöyle ki; Trelawney, Harry'nin Kehanet dersi öğretmeni ve Harry'nin falına her baktığında, ona acılı, dehşet dolu bir ölümün yakın olduğunu söylüyor :D Sağolasın Trelawney, çocuğun başka hiç derdi yoktu zaten. Lupin ise, Harry'nin Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni -sadece bu seneliğine tabii ki, bu dersin öğretmenlerinin bir yıldan daha uzun süre görev yaptığına tanık olamadık hiç-. O ne harika bir öğretmendir! Neville'in Böcürt Snape'le olan sahnesine bayıldım.
Hogwarts öğrencileri, okuldaki üçüncü yıllarından itibaren, bir büyücü köyü olan Hogsmeade'i ziyaret edebiliyorlar, velilerinin imzalamış olduğu izin belgesi varsa tabii. Dursleylerin, Harry'nin izin belgesini imzalamadıklarını tahmin etmişsinizdir. Ama biz yine de, Harry ile Hogsmeade'i gezme fırsatı elde ediyoruz, Fred ile George'un Harry'ye vermiş oldukları Çapulcu Haritası sağolsun. ''Bütün ciddiyetimle yemin ederim ki, hayırlı bir şey düşünmüyorum.'' :D Snape'in haritayla imtihanı bölümü mükemmeldi. Bu paragrafı bitirmeden önce, haritayla ilgili aklıma takılan bir şeyi de sizlerle paylaşayım. DİKKAT, SPOILER TEHLİKESİ! Fred ve George harita kendilerindeyken, sürekli Ron'un etrafında görünen Pettigrew'u fark etmediler mi? SPOILER BİTTİ.
Kitabın son kısımları çok ilginçti. Bilim-kurgusal olaylar yaşanıyor, uzay-zaman sürekliliğinin içine ediliyor vs. :D
Kitabı çok beğendiğimi, bilmem söylememe gerek var mı? Heheyt, deminki cümle içinde söyledim bile :P Daha fazla cıvıtmadan, gidiyorum.
Edit:
Serinin dördüncü kitabı Harry Potter ve Ateş Kadehi'nin yorumu burada.
Serinin beşinci kitabı Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın yorumu burada.
Serinin altıncı kitabı Harry Potter ve Melez Prens'in yorumu burada.
Serinin yedinci kitabı Harry Potter ve Ölüm Yadigârları'nın yorumu burada.
Puan: 5
1 Şubat 2015 Pazar
Sıradakinden Alıntı
21 Aralık 2014 Pazar
Tazecik Kitap Yorumu: Harry Potter ve Sırlar Odası - J. K. Rowling
Serinin ilk kitabı Harry Potter Ve Felsefe Taşı'nın yorumu burada.
Harry, korkunç bir yaz tatili geçirmektedir, her zamanki gibi. Hogwarts'a gitmesine yakın, bir gün odasında Dobby adında bir ev cini belirir. Dobby, Harry'ye kesinlikle Hogwarts'a dönmemesi gerektiğini, orada korkunç şeyler yaşanacağını ve Harry'nin hayatının tehlikeye gireceğini söyler. Harry için Hogwarts'a gitmemek diye bir durum söz konusu değildir tabii ki. Bunun üzerine Dobby, Harry Hogwarts'a gitmesin diye, elinden geleni ardına koymaz, kötü niyetli değildir aslında, ancak Harry'nin başını epey belaya sokar. Harry Hogwarts'a vardığında bile tuhaf davranışlarına -komplolarına bile diyebiliriz- devam eder.
Dobby'nin haber verdiği felaket, kısa sürede kendini gösterir. Birisi Sırlar Odası'nı açmıştır ve bu odanın açılmasıyla birlikte ortaya çıkan karanlık bir güç, öğrencileri taşa dönüştürmeye başlamıştır. Harry de, Ron ve Hermione'la birlikte, en son elli yıl önce açılmış bu odanın gizemini çözmeye çalışır.
Serinin ilk kitabı kadar sürükleyici, güzel kurgulanmış bir kitap Harry Potter ve Sırlar Odası. Kitaptaki karakterlerin her biri nevi şahsına münhasır, çok hoş -Lockhart'a öldüm zaten, pis herif :D-.
Kitabı çok sevdim, ancak kafama takılan birkaç nokta var -bunlardan puan kırmıyorum ama-. DİKKAT, SPOILER TEHLİKESİ! Eveet, gelelim sorularıma. Harry ve Ron, Sırlar Odası'na giderken bir duvar yıkılıyordu ve Ron'la Harry duvarın farklı taraflarında kalıyorlardı. Sırlar Odası'na tek giriş de, onların girdiği yerden, bunu biliyoruz. Harry Sırlar Odası'na giderken, Ron da duvarın yıkıntılarını eşeleyip, Harry döndüğünde geçebilsin diye ona boşluk açmaya çalışıyordu. Şimdii... Harry odadayken, ona yardım için Dumbledore'un anka kuşu geliyordu. Yahu bu anka kuşu nereden geçti de geldi, üstelik Ron bunu görmeden? Edit: Beşinci kitapta da gördüğümüz üzere, anka kuşları ışınlanabiliyormuş :D Neyse, birincisi buydu. İkincisi şu, Aragog var ya hani, Hagrid'in yıllar önce gizlice beslediği devasa örümcek; Ron ve Harry onun yanına gittiklerinde ve Hagrid'in arkadaşı olduklarını söylediklerinde, Aragog, normalde insan etiyle beslendiğini, ama Hagrid'e olan saygısından şimdiye kadar hiçbir insana zarar vermediğini söylüyordu. Konuşma bitiminde ise, diğer örümceklere, Harry ve Ron'u öldürmeleri konusunda salık veriyordu. Eh, çelişik değil mi biraz? Üçüncüsü, koskoca Voldemort, anka kuşunun gözyaşlarının iyileştirici etkisi olduğunu nasıl unutur yahu? :D Edit: Bu iki konuya ilişkin muhterem bir arkadaşımın cevabı şöyle: ''Aragog, insanları Hagrid'in hatrına öldürmediği dönemle şatoda yaşadığı dönemi kastediyor. Ormana gittiğinden beri Hagrid dışında bir insanla karşılaştığını zannetmiyorum. Orman tehlikeli yaratıklarla dolu ve birinin ölmesi zaten doğal bir şey, şato gibi şüphe çekmez. İkinci olarak, Tom Riddle, Voldemort'un 16 yaşındaki hali. Aslında tam olarak aynı kişi değiller, ikiye bölünmüş bir benlik gibi. Voldemort'un bileceği pek çok şeyi bilmemesi doğal. Hem anka kuşları çok ama çok nadir yaratıklar ve genelde evcil değiller, birini gerçek hayatta görmek zor. Ayrıca Dumbledore'un çok üzerinde durduğu önemli bir durum var: Voldemort sihrin sevgi veya güzel şeyler (burada 'aydınlık taraf'a dair şeylerden bahsediyorum) içeren kısmıyla ilgilenmiyor, bu onun zayıf noktası. Harry'nin annesinin ölümünün ona koruma sağlayacağını da tahmin edemedi.'' Dördüncüsü de, Harry ve Ron bir gün kahvaltı ederken, yanlarına Ginny'nin gelmesi ve onlara önemli bir şey söyleyeceğini söylemesi. Kitapta ''gergin ve kaygılı göründüğü'' yazıyor. Eh, aslında Percy'nin sevgilisi olduğunu söyleyecekmiş, öğreniyoruz sonradan. Ama gergin ve kaygılı göründüğü yazdığı için, insan ister istemez Sırlar Odası'yla ilgili bir şey söyleyecek herhalde diye düşünüyor. Ben öyle düşündüm en azından. Neysecüm, bitti. SPOILER TEHLİKESİ GEÇTİ, BARINAKLARINIZDAN ÇIKABİLİRSİNİZ.
Yorumu, kitaptan oldukça hoşuma giden bir bölümle bitireyim bari :D (Küçücük ve belki de gereksiz bir not: Birinci sayfadan kastı, gazetenin birinci sayfası)
''Meşhur Harry Potter,'' dedi Malfoy. ''Birinci sayfaya geçmeden bir kitapçıya bile giremiyor.''
Edit:
Serinin üçüncü kitabı Harry Potter ve Azkaban Tutsağı'nın yorumu burada.
Serinin dördüncü kitabı Harry Potter ve Ateş Kadehi'nin yorumu burada.
Serinin beşinci kitabı Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın yorumu burada.
Serinin altıncı kitabı Harry Potter ve Melez Prens'in yorumu burada.
Serinin yedinci kitabı Harry Potter ve Ölüm Yadigârları'nın yorumu burada.
Puan: 5