30 Aralık 2018 Pazar

Cağaloğlu...

   Yine Cağaloğlu'ndan yüzlerce kilometre uzakta yazılan bir yazıyla merhaba (bu üç oluyor). Okullar başlamadan önce arkadaşlarımla beraber bir kitap turu yapalım demiştik. Aldıklarım:


Dr. Kan Bedeli, Uzay Piyangosu, Sokaktan Gelen Sesler, Elektrikli Düşler - Philip K. Dick: Bir önceki Cağaloğlu ziyaretimden bu yana çıkan PKD kitaplarını aldım. Toplu Öyküler serisi de Alfa'nın alt grubu Büyülü Fener'den Alfa'ya geçmiş, yeni tasarımla. İlk iki kitap zaten elimde var, sırf Alfa'ya geçti diye almaya şimdilik gerek görmedim.



Ten ve İz - David Le Breton: İtiraf ediyorum ki Yürümenin Felsefesi'ni hala okumadım. Yürümenin Felsefesi'ni almak üzere bakınırken benzer kitaplarda Yürümeye Övgü'ye rastlamıştım. Oradan yazarın diğer kitaplarında da Ten ve İz'i gördüm.

Demirdenizi - China Miéville: Miéville'in en son çevrilmiş kitabıydı. Yanımda getirecektim, unuttuğumu şuan fark ediyorum. Yazık oldu...

   Cağaloğlu'ndan Kadıköy'e geçiş yaptık sonrasında. Orada da İş Bankası, Tudem ve İthaki'nin yerleri vardı. Buradaki Tudem'in, Cağaloğlu'ndakinin kapanmasının ardından yeni gözdem olabileceği ihtimali karşısında çok heyecanlıydım fakat indirim %20'den en fazla %25'e çıkıyordu. Artık internetten alacağımı neredeyse tam anlamıyla kabullenerek ayrıldım oradan... Ancak tasarımı çok güzeldi içerisinin. Kitapların üzerindeki/yanındaki, kitaptan alıntı içeren veyahut konusundan bahseden not kağıtları da oldukça hoş bir dokunuştu.

   İş Bankası'nda haftanın kitabı %40 indirimde oluyor, diğer kitaplarda da üç al iki öde vardı sanırım. Tek kitap alırsanız da %20. Ben niye vaktinde not almamışım bu indirim oranlarını yahu. Şuan acaba sallıyor muyum diye kendimden şüpheye düştüm resmen. Zaman içinde indirim oranlarının değişmesi veya kampanyaların bitmesi ihtimali de hep mevcut tabii.

   İthaki'yi ararken öncelikle İthaki Akademi'ye gittik, ama yolu şaşırdığımız için denebilir. Orada kitap satışı olmuyor, not düşelim :P Oradan Penguen Kitabevi'ne yönlendirildik. Şimdi gene indirim oranlarını işkembeden mi sallıyorum diye düşüneceğim, ancak hatırladığım kadarıyla tek kitap %20 indirimdeydi eğer Penguen'in yayınevlerinden alırsanız (İthaki, Yabancı, Müptela vs.). Üç kitap ve üzeri alımlarda %35'e çıkıyordu. Resmen yanlış bir pazarlık taktiğinde bulunarak (:P) indirimi %40'a çıkarabildik. Ancak internette İthaki için sık sık %50 indirim kampanyası olurken buradan almak ne derece mantıklı, onu da düşünmek lazım. Ayrıca, kitapların çoğu bana tuhaf gelen bir şekilde tozlu/hafif hasarlı durumdaydı. Genelde kendi kitabevlerinden aldığınızda tertemiz olur halbuki. Olumlu olaraksa baskısı tükenen kimi kitapları şanslıysanız kendi kitabevlerinde bulabilmenizi söyleyebilirim. Gitmeden aramak herhalde en mantıklısı olur.

   Bizim kitap turumuzdan sonra İthaki'ye iki kez zam geldi, şakayla karışık muaz"zam" da diyebiliriz. Biz gene vakitlice alışveriş yaptık denebilir. Oradan aldıklarıma yer vermeyeceğim, çünkü büyük ihtimalle bir daha uğramam. Tekrar tekrar alışveriş yapmayı düşündüğüm yerlere yer veriyorum blogta genelde. Öbür türlü fazla savruk olurdu sanırım, her neyse...

   Alfa'dan Jack London'ın Pasifik Öyküleri serisini alacaktım, onu unutmuşum. Sonradan daha uygun fiyata buldum, ancak o başka bir yazının konusu.

   Son olarak, bu yazıyı tur arkadaşlarımdan en büyük okuyucum ve destekçim olan arkadaşıma ithaf ediyorum. Genelde ithaf başta olur, ancak afedersin güzel arkadaşım...

27 Aralık 2018 Perşembe

Tazecik Kitap Yorumu: Köpek Kalbi - Mihail Bulgakov


   Köpek Kalbi kısacık, içi dolu turşucuk bir kitap. Minik hacmine rağmen hem hicvi hem bilim kurguyu bir potada şahane bir şekilde eritmiş.

   Esasında kitabın konusunu yazmak istemiyorum tadını kaçırmamak için, ancak arka kapakta içerikten epeyce bahsedilmiş. Eğer arka kapağı okumayı tercih ettiyseniz yorumu okumaya devam edebilirsiniz. Okumayacaksanız spoiler sayıp bu yorumu da okumamanız yerinde olur.

   Profesör Filipoviç oldukça başarılı bir bilim adamıdır ve hayvanlardan aldığı çeşitli organları insanlara nakledip onları bir nevi gençleştirerek üne kavuşmuştur. En önemli deneyini gerçekleştirmek üzere de bir sokak köpeğini alır evine. Köpek Şarik'in hipofiz ve erbezlerini bir insanınkilerle değiştirir, ancak sonuç beklediği gibi olmaz... (profesör, köpeğiniz olayım şöyle çılgın deneyler yapmayın -iğrençlikte bugün.)

   Kitabı okuduğumda aklıma ilk gelen, Futurama'nın Anthology of Interest II bölümünde robot Bender'ın Profesör Farnsworth sayesinde bir insana dönüştürülüşü oldu. Filipoviç'in bakış açısıyla "haddini bilmeme", geleneksel bir bakış açısıyla ise "nefsine yenik düşme" veya "iradesine sahip çıkamama" durumları yaşar Bender. Genel anlamda, biyolojik olarak bir insan gibi görünmek yeterli değildir, toplum tarafından konulmuş sözlü/sözsüz yasalara da uymak gerekir, ahlaki değerler artık onun için bir manâ taşımalıdır. Hatta, beklentilere uyduğu sürece bir insan, insan muamelesi görür de diyebiliriz (ki bunu özellikle Şarik'in durumunda şiddetle görürüz).

   Kitaptaki hipofiz değişimi olayının nasıl kullanılabileceğine kafa yordum. Haliyle aklıma savunma geldi... Bunun üzerine de Fringe'i ve Walter Bishop'ı anımsamadan edemedim (gerçi savunma sanayi teknolojilerine kalmadan, çılgın deneyler yapan bilim adamı denince akla Walter'ın gelmemesi biraz zor).

   Bir arkadaşım Kayıp Rıhtım Öykü Seçkisi'nin 100'ler Kulübü Kahramanları teması için Köpek Kalbi'ni esas alan bir öykü yazmıştı. Kitaptan evvel okumuştum öyküyü, haliyle unutmuşum... Şimdi tekrardan okuyunca daha bir beğendim. Sizin de okumanızı şiddetle tavsiye ederim, buradan ulaşabilirsiniz.

   Mustafa Yılmaz'ın çevirisi takdire şayan, ayrıca aydınlatıcı dipnotlar için de teşekkür etmek istiyorum.

   Yorumu burada bitirirken, bir yandan da kenarda duran bir diğer Bulgakov eseri Ölümcül Yumurtalar'a göz kırpıyorum...

Puan: 4