Şimdi kontrol ettim de, on aydır internetten kitap almamışım, vışınız :D Elden almak daha güzel gerçi.
Kargo idefix'ten.
Swann'ların Tarafı / Combray Çizgi Roman - Marcel Proust, Stéphane Heuet: Aslına bakarsanız Kayıp Zamanın İzinde serisini okumadım, çizgi romanı okurken bu sebeple biraz suçluluk duyacağım sanırım :D Bu kitabı beğenirsem, seriyi okurum diye düşünüyorum. Edit: Yorum!
Vincent - Barbara Stok: Vincent Van Gogh eserlerini çok beğendiğim bir ressam. Bu kitap da, Van Gogh'u anlatan bir çizgi roman. Kargoyu öğlen aldım, bu kitabı da bitirdim. Biraz yetersiz buldum, neyse. Uzun yorum yazabilirim belki. Edit: Kısa yorum! :D
Ölüm Defteri 7-13 - Tsugumi Ooba, Takeşi Obata: Serinin ilk altı kitabını ukitap'tan takasla elde etmeyi başardım ve bayılarak okudum. Ve bugün, serinin devamına da kavuştum, dayanamadım, yedinci kitabı okudum. Mükemmel!
Kargo normalde pazartesi teslim edilecekti. Eve on dakikalık mesafedeki şubede bekliyordu kargocuğumuz, kardeşimle dayanamayıp bugün gidip aldık. Ayıp değil mi ama bugün teslim edilmemesi? Mahalleye göre kargo dağıtımı yapıyorlarmış, bizim mahalleye cumartesi günleri kargo arabası uğramazmış, işe bak. Neyse, kargomuza kavuştuk sonuç olarak :D
28 Şubat 2015 Cumartesi
26 Şubat 2015 Perşembe
Kitap Heberleri
Duyduk duymadık demeyin, Puslu Kıtalar Atlası'nın çizgi romanı geliyor!
Şu linkten İlban Ertem'in kitabı nasıl ve neden uyarladığını okuyabilirsiniz. Şu linke de bakmanızı tavsiye ederim.
Açıkçası, Puslu Kıtalar Atlası'nın çizgi romana uyarlandığı haberini okuduğumda çok heyecanlandım, alıp okumayı muhakkak istiyorum! Verdiğim ikinci linkte çizgi romandan bir sayfayı bulabilirsiniz. O bir sayfada bile, kitaba vuruldum diyebilirim :D Yalnız çizgi romanla ilgili hoşuma gitmeyen bir nokta var, neden İlban Ertem'in adının yanında İhsan Oktay Anar yazmıyor ki? Arka kapak yazısında bir cümlede Anar'ın adının geçmesi yetmez ki ama, sonuçta kitabın orijinali Anar'a ait.
Neyse, heyecanla 13 Mart'ı bekliyorum.
İkinci haber de...
Düşman serisinin üçüncü kitabı çıkmış! Enem enem, heyecandan gideceğim bu gidişle :D Edit: Yorum!
Bu arada, blogu biraz ihmal ettiğimin farkındayım, çok kitap yorumu var yazılacak. İnşallah yarından itibaren düzgün bir şekilde yazar, yayınlarım yorumları.
Bitirmeden önce son bir not daha düşeyim, eski kitap yorumlarıma baktım da, birkaç kitaba nasıl o kadar yüksek verdiğime hayret ediyorum veya ne demeye okuduğuma :D Beğenilerimin birkaç senede değişmesi tuhaf geliyor(çok büyük çaplı bir değişim olmasa da). Bir de önceden, okuduğum kitabı beğenmesem de bitirirdim. Artık kitabı beğenmediysem bırakıyorum, bitirmeye zorlamıyorum kendimi. Bu sebeple düşük puan verdiğim kitap sayısı epey azaldı. Neyse işte, bu da bir bilgilendirme :D
İyi günler efenim.
Şu linkten İlban Ertem'in kitabı nasıl ve neden uyarladığını okuyabilirsiniz. Şu linke de bakmanızı tavsiye ederim.
Açıkçası, Puslu Kıtalar Atlası'nın çizgi romana uyarlandığı haberini okuduğumda çok heyecanlandım, alıp okumayı muhakkak istiyorum! Verdiğim ikinci linkte çizgi romandan bir sayfayı bulabilirsiniz. O bir sayfada bile, kitaba vuruldum diyebilirim :D Yalnız çizgi romanla ilgili hoşuma gitmeyen bir nokta var, neden İlban Ertem'in adının yanında İhsan Oktay Anar yazmıyor ki? Arka kapak yazısında bir cümlede Anar'ın adının geçmesi yetmez ki ama, sonuçta kitabın orijinali Anar'a ait.
Neyse, heyecanla 13 Mart'ı bekliyorum.
İkinci haber de...
Düşman serisinin üçüncü kitabı çıkmış! Enem enem, heyecandan gideceğim bu gidişle :D Edit: Yorum!
Bu arada, blogu biraz ihmal ettiğimin farkındayım, çok kitap yorumu var yazılacak. İnşallah yarından itibaren düzgün bir şekilde yazar, yayınlarım yorumları.
Bitirmeden önce son bir not daha düşeyim, eski kitap yorumlarıma baktım da, birkaç kitaba nasıl o kadar yüksek verdiğime hayret ediyorum veya ne demeye okuduğuma :D Beğenilerimin birkaç senede değişmesi tuhaf geliyor(çok büyük çaplı bir değişim olmasa da). Bir de önceden, okuduğum kitabı beğenmesem de bitirirdim. Artık kitabı beğenmediysem bırakıyorum, bitirmeye zorlamıyorum kendimi. Bu sebeple düşük puan verdiğim kitap sayısı epey azaldı. Neyse işte, bu da bir bilgilendirme :D
İyi günler efenim.
22 Şubat 2015 Pazar
Sıradakinden Alıntı
''Yani en yüksek not 'O', 'Olağanüstü','' diyordu, ''sonra 'U' -''
''Hayır, 'B','' diye düzeltti George. '' 'Beklenenin Üstünde'. Ben hep Fred'le benim her şeyden 'B' almamız gerektiğini düşünmüşümdür, çünkü sırf sınavlara gelmekle bile beklenenin üstüne çıktık.''
''Hayır, 'B','' diye düzeltti George. '' 'Beklenenin Üstünde'. Ben hep Fred'le benim her şeyden 'B' almamız gerektiğini düşünmüşümdür, çünkü sırf sınavlara gelmekle bile beklenenin üstüne çıktık.''
19 Şubat 2015 Perşembe
Tazecik Kitap Yorumu: Ozan Beedle'ın Hikâyeleri - J. K. Rowling
Biz Mugglelar için masallar ne ise, Ozan Beedle'ın hikâyeleri de büyücüler için o. Öte yandan, bu ikisi arasında bariz bir fark var. Kitaptan alıntı yapacak olursak:
''Muggle masallarında kahramanın dertlerinin kökünde genellikle büyü vardır -kötü cadı elmayı zehirlemiştir, prensesi yüz yıllık uykuya sokmuştur ya da prensi korkunç bir canavara dönüştürmüştür. Ozan Beedle'ın Hikâyeleri'nde ise kendileri sihir yapabilen ancak sorunlarını çözmede bizim kadar zorlanan kahramanlarla karşılaşıyoruz.''
Kitapta beş tane hikâye var, hikâyelerin aralarına Rowling'in çizimleri serpiştirilmiş; her hikâyenin sonunda da Dumbledore'un notları yer alıyor. Hikâyelerin çoğu bana bir şekilde tanıdık geldi-sonuncu hikâyeyi önceden okuduğuma eminim hatta-. Hoş hikâyelerdi, ancak çok beğendiğimi söyleyemem. Hikâyelerden ziyade, Dumbledore'un notlarını beğendim aslında. Büyücü kültürünü tanımak için iyi bir kitap yine de. Bu arada, kitabın kapağı çok hoş değil mi? ^_^
Puan: 4
Sıradakinden Alıntı
Ben ''Sihirbazın Kıllı Kalbi''nin yüzyıllar boyunca el değmeden kalmış olmasını, hepimizin derinliklerindeki karanlıktan söz etmesine bağlıyorum. Sihrin en büyük ve en az kabul edilen akıl çelici taraflarından birine hitap ediyor: yaralanmazlık arayışı.
Elbette ki böyle bir arayış budalaca bir fanteziden farklı değildir. Hayattaki hiçbir erkek ya da kadın, ister sihirli olsun ister olmasın, fiziksel, akli ya da duygusal, incinmenin bir biçiminden kaçınamamıştır. Acı çekmek nefes almak kadar insanidir.
Elbette ki böyle bir arayış budalaca bir fanteziden farklı değildir. Hayattaki hiçbir erkek ya da kadın, ister sihirli olsun ister olmasın, fiziksel, akli ya da duygusal, incinmenin bir biçiminden kaçınamamıştır. Acı çekmek nefes almak kadar insanidir.
18 Şubat 2015 Çarşamba
Tazecik Kitap Yorumu: Harry Potter ve Ateş Kadehi - J. K. Rowling
Serinin ilk kitabı Harry Potter ve Felsefe Taşı'nın yorumu burada.
Serinin ikinci kitabı Harry Potter ve Sırlar Odası'nın yorumu burada.
Serinin üçüncü kitabı Harry Potter ve Azkaban Tutsağı'nın yorumu burada.
Her senenin yaz tatili gibi, bu senenin yaz tatili de Harry için pek farklı geçmemektedir, ta ki Harry, Weasleyler ile Quidditch Dünya Kupası finalini izlemeye gitmek ve tatilin son iki haftası Weasleylerin yanında kalmak için Dursleylerden izin koparana kadar. Eh, Mr Weasley, Fred, George ve Ron, Harry'yi almak üzere Dursleylere gelirler, ama ''normal yollarla'' eve gelmedikleri için biraz sorun çıkar. Allah'ım, ne mükemmel bir sahneydi yahu o :D
Quidditch Dünya Finali maçı güzelce geçer, ne var ki maçtan saatler sonra geceleyin Voldemort'un müritleri bir tür baskın düzenler ve gökyüzüne Karanlık İşaret gönderirler. Bu durum büyücü dünyasını endişeye sürükler.
İki hafta sonra, Hogwarts'ta eğitim-öğretim yılı başlar(ah, biz de olaydık orada...). Bu sene Hogwarts'taki en büyük yenilik, Üçbüyücü Turnuvası'dır. Bu etkinlik bir asırdan beri ilk defa düzenlenmektedir. Avrupa'nın en büyük üç büyücülük okulundan (Hogwarts, Beauxbatons, Durmstrang) birer şampiyon kurayla seçilecek ve bu seçilen şampiyonlar kendilerine verilen çeşitli görevleri tamamlamaya çalışacaktır. En çok puanı alan, turnuvayı kazanacak ve ödül olarak bin Galleon'un sahibi olacaktır.
Hogwarts'tan şampiyon olarak seçilebilmek için bir yaş sınırı vardır ve Harry'nin yaşı tutmamaktadır. Harry de turnuvaya katılmak için can atmamaktadır zaten. Ne var ki, çekilen kurada (bu kura Ateş Kadehi'ne isim atılmasıyla yapılıyor, bu arada) Beauxbatons ve Durmstrang'tan birer öğrenci çıkmasına rağmen, Hogwarts'tan iki öğrenci çıkar: Cedric Diggory ve Harry Potter. İlk başta ortalık, Harry'nin de turnuvaya dahil olmasıyla karışır, ancak turnuva kuralları gereği Ateş Kadehi'nden adı çıkan şampiyon yarışmak zorundadır, yani Harry'nin yarışmama gibi bir seçeneği yoktur.
Serinin ilk üç kitabını beğenmiştim, ama bu kitabı ayrı bir beğendim! Kitabın olay örgüsü çok hoşuma gitti. Bu senenin Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni Deli-Göz Moody de harika bir karakter (SPOILER! Eh, Moody olmadığını biliyorum, ama yine de sevdim :D SPOILER BİTTİ.) Hele Malfoy'un gelincik sahnesi mükemmeldi yahu, canımsın Moody :P
Bu kitap sonun başlangıcı niteliğinde (demek istediğimi anladınız, değil mi? *göz kırpar*). Açıkçası, işlerin ciddileşmesi pek hoşuma gitmiyor, ancak olaylar bu şekilde gerçekleşmek zorunda. SPOILER! Ah be Harry, ah be Cedric; madem kupanın Anahtar olduğunu anladınız, neler olacağını bekleyip görmek yerine, hemen geri dönseydiniz keşke canlarım :'( SPOILER BİTTİ. Çook üzülüyorum, çok. Kendine iyi bak, e mi Harry?
Edit:
Serinin beşinci kitabı Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın yorumu burada.
Serinin altıncı kitabı Harry Potter ve Melez Prens'in yorumu burada.
Serinin yedinci kitabı Harry Potter ve Ölüm Yadigârları'nın yorumu burada.
Puan: 5
11 Şubat 2015 Çarşamba
Sıradakinden Alıntı
''Bir adamın nasıl biri olduğunu anlamak istiyorsan, kendisiyle eşit olanlara değil, astlarına nasıl muamele ettiğine bak.''
9 Şubat 2015 Pazartesi
Hoşuma Yapışanlar
''Aslında başlangıçta sadece normal bir hayran olmayı düşünüyordum, ama sonra dedim ki, neden bunun ruhumu ele geçirmesine izin vermeyeyim ki?''
Di mi ama? :D
Sizin hayranlığı artık aşmış durumdaki beğenileriniz -takıntılarınız daha doğrusu- nelerdir? Benim başta Breaking Bad geliyor dizi olarak. Kitap olarak, hımm, çok var, yormayayım elimi :D
8 Şubat 2015 Pazar
Tazecik Kitap Yorumu: Harry Potter ve Azkaban Tutsağı - J. K. Rowling
Serinin ilk kitabı Harry Potter ve Felsefe Taşı'nın yorumu burada.
Serinin ikinci kitabı Harry Potter ve Sırlar Odası'nın yorumu burada.
Sirius Black adında azılı bir katil, Ruh Emicilerle korunan Azkaban Hapishanesi'nde on iki yıl boyunca tutsak kaldıktan sonra, bir şekilde oradan kaçmayı başarmıştır. Black'in, Voldemort'un hizmetkârlarından olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır. Black'in şimdi, Harry'nin peşine düşmüş olduğu tahmin edilmektedir.
Harry istediği kadar beladan uzak durmaya çalışsın, bela her zamanki gibi gelir onu bulur tabii ki.
Bu kitapta ilk defa Lupin, Black ve Trelawney ile karşılaşıyoruz. Lupin ile Black'i çok sevdim, Trelawney'yi sevdiğim söylenemez, ama onun bölümlerini sırıtarak okudum. Şöyle ki; Trelawney, Harry'nin Kehanet dersi öğretmeni ve Harry'nin falına her baktığında, ona acılı, dehşet dolu bir ölümün yakın olduğunu söylüyor :D Sağolasın Trelawney, çocuğun başka hiç derdi yoktu zaten. Lupin ise, Harry'nin Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni -sadece bu seneliğine tabii ki, bu dersin öğretmenlerinin bir yıldan daha uzun süre görev yaptığına tanık olamadık hiç-. O ne harika bir öğretmendir! Neville'in Böcürt Snape'le olan sahnesine bayıldım.
Hogwarts öğrencileri, okuldaki üçüncü yıllarından itibaren, bir büyücü köyü olan Hogsmeade'i ziyaret edebiliyorlar, velilerinin imzalamış olduğu izin belgesi varsa tabii. Dursleylerin, Harry'nin izin belgesini imzalamadıklarını tahmin etmişsinizdir. Ama biz yine de, Harry ile Hogsmeade'i gezme fırsatı elde ediyoruz, Fred ile George'un Harry'ye vermiş oldukları Çapulcu Haritası sağolsun. ''Bütün ciddiyetimle yemin ederim ki, hayırlı bir şey düşünmüyorum.'' :D Snape'in haritayla imtihanı bölümü mükemmeldi. Bu paragrafı bitirmeden önce, haritayla ilgili aklıma takılan bir şeyi de sizlerle paylaşayım. DİKKAT, SPOILER TEHLİKESİ! Fred ve George harita kendilerindeyken, sürekli Ron'un etrafında görünen Pettigrew'u fark etmediler mi? SPOILER BİTTİ.
Kitabın son kısımları çok ilginçti. Bilim-kurgusal olaylar yaşanıyor, uzay-zaman sürekliliğinin içine ediliyor vs. :D
Kitabı çok beğendiğimi, bilmem söylememe gerek var mı? Heheyt, deminki cümle içinde söyledim bile :P Daha fazla cıvıtmadan, gidiyorum.
Edit:
Serinin dördüncü kitabı Harry Potter ve Ateş Kadehi'nin yorumu burada.
Serinin beşinci kitabı Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın yorumu burada.
Serinin altıncı kitabı Harry Potter ve Melez Prens'in yorumu burada.
Serinin yedinci kitabı Harry Potter ve Ölüm Yadigârları'nın yorumu burada.
Puan: 5
1 Şubat 2015 Pazar
Sıradakinden Alıntı
''Yaptıklarımızın sonuçları her zaman öyle karmaşık, öyle değişkendir ki, geleceği tahmin etmek gerçekten de çok zor bir iştir... Profesör Trelawney, eksik olmasın, bunun canlı bir kanıtı.''
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)