9 Nisan 2016 Cumartesi

Tazecik Kitap Yorumu: Benim Adım Grimalkin - Joseph Delaney


   Serinin birinci kitabı Hayaletin Çırağı'nın yorumu burada.

   Serinin ikinci kitabı Hayaletin Laneti'nin yorumu burada.

   Serinin üçüncü kitabı Hayaletin Sırrı'nın yorumu burada.

   Serinin dördüncü kitabı Hayaletin Savaşı'nın yorumu burada.

   Serinin beşinci kitabı Hayaletin Hatası'nın yorumu burada.

   Serinin altıncı kitabı Hayaletin Kurbanı'nın yorumu burada.

   Serinin yedinci kitabı Hayaletin Kabusu'nun yorumu burada.

   Serinin sekizinci kitabı Hayaletin Kaderi'nin yorumu burada.

   Yalan söylemeyeceğim, Hayaletin Kaderi'nin umut veren o sonundan sonra, sıradaki kitabın anlatıcısının Tom değil de Grimalkin olduğunu görünce hayal kırıklığına uğradım. Ama Joseph Delaney gönlümü aldı sağolsun.

   Bir önceki kitapta-ki bir önceki kitabı okumadıysanız şimdi esaslı bir spoiler yiyeceksiniz demektir-, Hayalet, Tom ve Grimalkin, Şeytan'ı bir süreliğine de olsa bağlamayı başarmışlardı. Şeytan'ın başını alıp yola koyulmuştu Grimalkin, başı Şeytan'ın müritlerinden korumak üzere.

   Bu kitapta da Grimalkin'in peşinden ayrılmıyor ve onunla birlikte tuhaf/korkunç şeyler yaşıyoruz. Bir de ara sıra, Grimalkin'in geçmişine göz atıyoruz. (Sıradakinden Alıntı'da da o kısımların birinden alıntı paylaşmıştım. Şimdi fark ettim ki bir anlatım bozukluğu yapılmış o kısımda, neyse.)

   Grimalkin elbette güçlü bir cadı ve düşmanları da bunu biliyor. Onu yenebilmek için bir korşak meydana getirip peşine takıyorlar o habis yaratığı. Bu öylesine güçlü bir yaratık ki, Grimalkin yardım almak zorunda kalıyor. Grimalkin diyorum bakın!

   Agnes'in, lamia cadılarının, bir şövalyenin yanına uğruyor ve yardımlarını alıyor Grimalkin, Şeytan'ın başını düşmanlardan koruma serüveninde. Yanına Thorne'u da alıyor, ki kendisi Grimalkin'in çırağı. Thorne epey gözüpek bir karakter, kendisini sevdim. Thorne ile Grimalkin'in ilişkisi benim gözümde (ve hatta kitaptaki diğer karakterlerin gözünde) biraz hastalıklı olsa da ilginç, sevimli bir ilişkiydi.

   Her bölümün başında Grimalkin'in bir sözü yer alıyor. Nedense bu kısımların kafiyeli olmasını bekledim, kısa, etkileyici bir şiir gibi. İtalikle yazıldığından veya bölüm başında yer aldığından öyle bir beklentiye girmiş olabilirim, bilmiyorum açıkçası :D

   Hayaletin Cadıları'nda Grimalkin'le ilgili bir öykü vardı. Ancak bu kitap okunduktan sonra, o öyküde anlatılan her şeyi öğreniyorsunuz zaten. Bu durumda o öykünün varlığı biraz anlamsız oluyor sanki, bilmediğimiz bir şeylerden bahsedilse daha iyi olurdu.

   Kitabı pek beğendim ancak hoşuma gitmeyen bir kısım da var. Grimalkin'in anıları neredeyse hep aynı şekilde anlatılıyor. Şöyle ki, Thorne Grimalkin'e hadi şu hikâyeyi tekrar anlat, diyor, Grimalkin de anlatmaya başlıyor, bir noktada Thorne onun yerine hikâyeye devam ediyor-çünkü ezberlemiş-. Ezberleyecek kadar çok bu hikâyeyi dinlemiş olsa da, tekrar dinlemek istemesi resmen ''hadi okuyucular da öğrensin'' havası uyandırdı bende.

   Kitabın sonları -önceki kitaplarda olduğu gibi- çok etkileyiciydi. Eline sağlık Delaney. Bu kitabı okurken büyük zevk alsam da, serinin sonraki kitabının anlatıcısı yine Tom olduğu için sevindiğimi söylemeden geçemeyeceğim.

   Edit:
   Serinin onuncu kitabı Hayaletin Kanı'nın yorumu burada.
   Serinin on birinci kitabı Benim Adım Slither'in yorumu burada.
   Serinin on ikinci kitabı Benim Adım Alice'in yorumu burada.
   Serinin on üçüncü kitabı Hayaletin İntikamı'nın yorumu burada.
   Serinin on dördüncü kitabı Hayaletin Cadıları'nın yorumu burada.

Puan: 4,5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder