28 Aralık 2016 Çarşamba

Tazecik Kitap Yorumu: Hayaletin Kanı - Joseph Delaney


   Serinin birinci kitabı Hayaletin Çırağı'nın yorumu burada.

   Serinin ikinci kitabı Hayaletin Laneti'nin yorumu burada.

   Serinin üçüncü kitabı Hayaletin Sırrı'nın yorumu burada.

   Serinin dördüncü kitabı Hayaletin Savaşı'nın yorumu burada.

   Serinin beşinci kitabı Hayaletin Hatası'nın yorumu burada.

   Serinin altıncı kitabı Hayaletin Kurbanı'nın yorumu burada.

   Serinin yedinci kitabı Hayaletin Kabusu'nun yorumu burada.

   Serinin sekizinci kitabı Hayaletin Kaderi'nin yorumu burada.

   Serinin dokuzuncu kitabı Benim Adım Grimalkin'in yorumu burada.

    Kitabın adı Hayaletin Kanı, ancak başlık pekâlâ ''Bir Kütüphane Uğruna Başımıza Gelenler'' de olabilirdi. Bana gülmeyin, bu serinin Amerika baskılarında farklı isimler kullanıyorlar. Olması ihtimali vardı yani :P

   Bu kitapta Tom ve Hayalet'e, Chipenden'daki yakılmış kütüphanelerini olabildiğince telafi için kitap arayışlarında ortak oluyoruz. Ne var ki kimse bir kitap arayışında bu denli eziyet çekmemiş, vahşet görmemiştir herhalde... (en azından kurgu kitaplardaki insanlar).

   Serinin her kitabında olduğu üzere, bu kitapta da yeni yaratıklarla karşılaşıyoruz, Karanlık'ın hizmetkârlarına dair biraz daha bilgimiz artıyor. Göçmen ecinniler, onların yardımcı cinleri moroiler (ki bu denli basit kandırılabiliyor oluşları beni sırıttırdı epey) ve vampir bir tanrı. Hepsi ayrı bir bela.

   Birkaç kitap önce sonun başlangıcı meselesinden bahsetmiştim, Şeytan'ın dünyaya gelişi ve yok edilmesi gereği... Bunun için Tom'a lazım olan üç nesnenin toplanması da arka planda devam eden başka bir hikâye.

   Bu kitapta en sevdiğim iki nokta şunlar, biri öcüyle anlaşma, öbürü ise esaslı bir şaşırtmaca (kalbim duracaktı, afalladım).

   Serinin eğitim süreciyle geçen kitaplarını pek bir sevip hep beş puan vermiştim. Bu sefer savaş temelli olmasına rağmen yine beş puan veriyorum, o derece beğendim :P

   Edit:
   Serinin on birinci kitabı Benim Adım Slither'in yorumu burada.
   Serinin on ikinci kitabı Benim Adım Alice'in yorumu burada.
   Serinin on üçüncü kitabı Hayaletin İntikamı'nın yorumu burada.
   Serinin on dördüncü kitabı Hayaletin Cadıları'nın yorumu burada.

Puan: 5

10 Aralık 2016 Cumartesi

Sıradakinden Alıntı

   ''Pekâlâ evlat, ilgimizi çeken kitapları masanın üzerine bırakmayı öneriyorum. Çok fazla alsak da önemli değil. Daha sonra son bir seçim yapıp kalan raflara geri dönebiliriz.'' Göğüs geçirip başını iki yana salladı.

   ''Sorun ne?'' diye sordum. ''Seçim yapmanız gereken bunca kitap olmasından hoşnut değil misiniz?''

   ''Evet evlat, bu çok iyi. Sadece bazı şeylerin yerinin doldurulamayacağını düşünüyorum.''

6 Aralık 2016 Salı

Cağaloğlu...

   Yine, yeni bir Cağaloğlu yazısıyla karşınızdayım.

   Öncelikle, Pegasus'a girdik arkadaşımla. Pegasus'a daha önceden hiç girmemiştim. Geçen sefer girmek istediğimde, deponun yerinden emin olmama ve haritaya göre önünden defalarca geçmeme rağmen depoyu bulamamıştım. Bu nasıl bir beceriksizliktir :D Bu sefer buldum, evet, hayret.


Majestelerinin Ejderhası - Naomi Novik: Novik'in ismini sürekli ödül listelerinde görüyordum (eli de boş dönmüyordu hani). Kitaplarını okumak istedim bu sebeple. Bu arada, Pegasus'un deposunda %35 indirim yapıyorlar, not düşeyim.

   Pegasus'tan çıkışta Yordam Kitap'a girdim. Çapraz sayılır dükkanlar. Yordam'a daha geçenlerde gittiğim için tanıdılar (diye düşünüyorum? bakışlardan anlam çıkartıyorum :P). Geçen sefer biraz fazla kitap almıştım onlardan, bazılarına önceden blogta yer verdiğim için yeni yazıda tekrar o kitaplara yer verme gereği duymadım. O zaman %40 indirim yapmalarını rica etmiştim, yaptılar sağolsunlar. Bu sefer iki kitap aldım sadece. İndirim oranı normalde olduğu gibi %35'ti, ancak defter ve poster hediye ettiler. Bir de PopKek ikram ettiler :D -ama yemedim :P-


Guatemala Efsaneleri - M. Angel Asturias: Farklı milletlerin efsaneleri hep ilgimi çekmiştir. Bir ara bu konuyla ilgili kitapları toplayacaktım, yalan oldu. Ama en azından bunu bulmuşken alayım dedim. Bu arada, kapak tasarımı çok güzel değil mi? Savaş Çekiç'e aitmiş tasarım, ki Miéville kitaplarının kapak tasarımlarını da o yapıyordu diye hatırlıyorum.

Kasırga - M. Angel Asturias: Yazarın en önemli kitaplarındanmış Muz Üçlemesi. Kasırga da, bu üçlemenin ilk kitabı.

   Son olarak girdiğim depo Altı Kırkbeş'e ait. Daha önceden oraya da hiç girmemiştim. Girişim de giriş oldu hani. Her şey, normalde %40, ama eğer çok kitap alacaksan %45 indirim, demeleriyle başladı...



Yüksek Şatodaki Adam, Mars'ta Zaman Kayması, Simulakra, Albemuth Özgür Radyosu, Palmer Eldritch'in 3 Stigmatası, Ubik, Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi?, Şizofreni ve Değişimler Kitabı, Kozmoloji ve Kozmogoni, Tefsir - Philip K. Dick: Bende olmayan Philip Dick kitaplarını tamamlayayım dedim. Aralarında önceden okuduklarım ve almadan da okuma imkanımın oldukları vardı. Ama hazır gelmişken alayım dedim, sonra baskısı tükeniyor, sahaflarda fiyatlar uçuyor, bekle dur sonra yeniden basılsın diye.



Neuromancer, Kont Sıfır, Mona Lisa Aşırı Yükleme - William Gibson: Normalde sadece Neuromancer'ı alacaktım, ama aklımı çeldiler(yine). Normalde serinin üç kitabı bir arada yaklaşık altmış lira ediyor. Bu kutulu versiyonun fiyatı elli liraydı. Bunu yirmi beşe veriririz, dediler. Ve dayanamadım...



Elmas Çağı - Neal Stephenson: Neal Stephenson merak ettiğim yazarlardandı. Bunu mu alsam, Parazit'i mi alsam diye çok arada kaldım. Bu daha ağır bastı sonra. Beğenirsem bir ara da Parazit'i almaya giderim diye düşünüyorum.

Kurmalı Adam - Mark Hodder: Lafımı yedim, evet... Serinin ilk kitabı olan Yaylı Bacak Jack'i çok beğenmiştim. İkinci kitabı, yani Kurmalı Adam çok pahalı diye de isyan etmiş, almam demiştim. Ne var ki, Altı Kırkbeş'teki abi, sen eğer öbür kitapları alacaksan bunları da seversin deyip Mark Hodder'in kitaplarını gösterdi. Dedim ilkini okudum, ikincisi pahalı geldi, almak istemiyorum. Kırk iki liraydı fiyatı. Yirmi lira olsa alır mısın, dedi, evet dedim :D (şuan fark ettim, hayır desem fiyat herhalde daha da düşerdi değil mi :P tüh). Sonuç olarak bu kitap da, benimle evimin yolunu tuttu. Bu arada, küçük bir not, bu kitap idefix'te ciltli olarak görünüyor. Bu kitabın ciltli baskısı yok. İlk kitapla fiyat farkı neyden kaynaklanıyor, bilmiyorum. Belki de orijinal kapak kullanmalarındandır.

   Dükkandan çıkarken bir de Kafka defterlerinden hediye ettiler, sağolsunlar.

   Bu kadar kitap aldıktan sonra, artık oturup bunları okuma vakti... Tekrar kitap almadan ne kadar oturabilirim acaba... Edit:*oturamadı*