30 Mart 2013 Cumartesi
Tazecik Kitap Yorumu: Maskeler Şehri - Mary Hoffman
Sıradakinden Alıntı
24 Mart 2013 Pazar
Tazecik Kitap Yorumu: Kuyucaklı Yusuf - Sabahattin Ali
Aydın'ın Nazilli ilçesine yakın, Kuyucaklı Köyü'nde başlar her şey. Köyü eşkıyalar basmış ve bir karı kocayı öldürmüşlerdir. Olay yerine giden Kaymakam Salahattin Bey ve yanındakiler korkunç bir manzarayla karşılaşır. Etraf kan içindedir, yatağın üstünde hareketsiz iki insan yatmaktadır. Ancak görenleri etkileyen şey bu değildir. Kenarda küçük bir çocuk oturmaktadır sessizce. Kaymakam ona kim olduğunu sorduğunda çocuk ''Ben Yusuf'um'' diye cevap verir, öldürülmüş olan karı kocanın oğludur.
Çocuğun anne babasından başka kimsesi yoktur, şimdi ise çocuk tek kalmıştır. Kaymakam çok üzülür bu duruma ve ona gelmesini, kendisiyle yaşamasını teklif eder, Yusuf kabul eder.
Kaymakam'ın karısı Şahinde Hanım aşırı huysuz bir kadındır. Yusuf eve gelir gelmez de hoşnutsuzluğunu hemen, bağıra bağıra belirtir, onu evde istemez. Başlarına bela getireceğini söyler. Ama Şahinde Hanım'ın onu evde istememesi, Salahattin Bey'in Yusuf'u evden göndermesini sağlamaz.
Şahinde Hanım'la Salahattin Bey'in kızları vardır bir de: Muazzez. Yusuf'la Muazzez'in arası çok iyidir, birlikte büyürler. Gel zaman git zaman, bir gün Muazzez'i istemeye gelirler ve ortalık karışır. Öyle bir karışır ki, Yusuf'un ve Muazzez'in yakasını ömürlerinin sonuna kadar bırakmaz.
Kitap, tam bir Türk filmi gibiydi. Klişe ögeler de vardı var olmasına, ama bunlar okurken şaşırmama engel olmadı. Kitapta karakterler de çok iyi işlenmiş, her birinin iç dünyası ayrı bir harika anlatılmıştı. Bu kitabı okuduğuma memnunum.
Puan: 4
Sıradakinden Alıntı
''Okumak öğrendim ya! Daha ne okuyayım!''
''Canım, bu kadar yetmez. Bu dünyada birçok şeyleri bilmek lazım!''
''Sırası düştükçe bilenlerden öğrenirim!''
''Hocadan öğrenmek daha iyi değil mi be oğlum!''
Hoca, çocuğun aklına ve gözlerinin önüne gelince dudakları elinde olmayarak bir büküldü. Kaşlarını kaldırdı:
''Hocanın bir bildiği birisinin işine yarasa, kendi işine yarardı.''
Tazecik Kitap Yorumu: Aileni Seç - Terence Blacker
Danny Bell, 13 yaşında, aile yaşantısı sıkıntılı bir çocuk. Annesi, eğer kendi mutluluğumu sağlarsam ailemin de mutluluğunu sağlayabilirim diyerek evden ayrılmış. Babası ise iki yıl üç aydır evden dışarı çıkmamış. Yeme, içme, uyuma ve televizyon seyretme dışında yaptığı bir eylem yok. Danny'nin ablası Kirsty, etrafa tripler atan genç bir kız. Kardeşi Robbie ise kendi halinde bir çocuk.
Bir gün okuldan döndüğünde çantasından bir broşür çıkıyor Danny'nin, AileniSeç broşürü. Tanıtımda, eğer on bir ile on altı yaşları arasındaysa AileniSeç'e başvurabileceği ve kendine yeni bir aile bulup yeni bir hayata başlayabileceği yazıyor. Danny ilk başta bunun bir şaka olduğunu düşünüyor. Sonra, neden olmasın diyerek denemeye karar veriyor. AileniSeç'i arıyor, kendisine bir randevu ayarlanıyor.
O gün okuldan çıkışta Danny, AileniSeç merkezine gidiyor. Oranın müdürü Rafiq'ten program hakkında bilgi alıyor. Sonrasında orada çalışan bir kızla beraber bilgisayardan kendine aile baksa da bu işin böyle olmayacağını anlıyor. Tam vazgeçmek üzereyken Rafiq ondan hayalindeki aile tipi hakkında bir yazı yazmasını istiyor. Danny yazıyı yazıyor. Sonra bir kafede, kendisine çeşitli ailelerle randevu ayarlanıyor. Aslında Danny hâlâ bu program hakkında pek umutlu değil, ancak son randevusunda karşılaştığı anne babayla bu fikri değişiyor.
İşte Danny'nin böyle başlıyor AileniSeç tecrübesi. Ancak kitap devam ettikçe, AileniSeç hakkındaki şüphelerini artıracak şeyler ortaya çıkıyor. Bir işler dönüyor. Bir de kitap boyunca çeşitli kişilerle yapılmış çok sayıda röportaja yer veriliyor ki bunun da gerekçesi açığa çıkıyor.
Aileni Seç, harika bir kitap. Yalnız bir çocuğun dünyayla baş etmeye çalışmasını samimi bir şekilde aktarıyor. Kitabın kurgusu oldukça ilgi çekiciydi, çok sevdim.
Puan: 5
23 Mart 2013 Cumartesi
Tazecik Kitap Yorumu: Teneke Kutular - Alex Shearer
''Yetişkinlerin ulaşamayacağı yerde saklayınız. İçinden vücut parçaları çıkabilir.''
Fergal, çok dik saçları ve kalın camlı gözlüğüyle oldukça zeki görünen bir çocuk. İnsanlar sürekli ondan dahice bir şeyler yapmasını veya söylemesini bekliyor, o da bu baskıdan bunalmış. Bir gün bu durumdan nasıl kurtulacağını keşfediyor tesadüfen. Annesiyle her hafta sonu gittiği markette, ucuzluk sepetinde etiketsiz bir teneke kutu buluyor. Bu teneke kutuyu almayı ve etiketsiz teneke kutu koleksiyonu oluşturmayı düşünüyor. Bu sayede kendisine bir hobi bulmanın yanı sıra, dikkatleri de üzerinden çekip teneke kutulara yöneltmiş olacak. Baskıdan, teneke kutuların arkasına saklanacak.
Fergal'in kırk dokuz tane kutusu olduğunda annesi de babası da artık daha fazla kutu alamayacağını söylüyor. Fergal elliye tamamlamak için ısrar ediyor. Anne babası izin veriyor ancak bir şart da koyuyorlar, bundan sonra yeni bir kutu almak isterse eski aldıklarından birini açacak.
Fergal, o gün aldığı kutuyu açıyor. İçinden bir küpe çıkıyor. Birkaç hafta sonra yeni bir kutu alıyor ve onu da açıyor. İçinden çıkansa hiç beklemediği, bir teneke kutudan çıkması imkansız bir şey: Bir parmak.
Fergal ortada ciddi bir durum olduğunu düşünüyor. Birkaç hafta sonra yeni bir etiketsiz teneke kutu buluyor. Ne var ki o kutuyu almak isteyen tek kişi kendisi değil, bir kızla aralarında çekişme yaşanıyor, ama kızın -Charlotte'un- da teneke kutu koleksiyonu yaptığını öğrenince Fergal onunla bir anlaşma yapıyor. Kutuyu birlikte açacaklar. Bu arada, çocuklarını arayan anneleri de tanışıyor ve kaynaşıyor. Çocuklar nasıl bir araya gelebileceklerini düşünürken anneleri çoktan buluşma ayarlamış; bu iş çok kolay oluyor.
Charlotte da Fergal gibi, açtığı teneke kutulardan tuhaf hatta korkunç iki şey bulmuş. İkili, ortada gerçekten ciddi bir durum olduğunu anlıyor ve harekete geçiyorlar. Ancak ne kadar büyük bir belaya bulaştıklarının farkında değiller...
Kitabın sonlarına doğru içim burkuldu şöyle bir, çığlık atacaktım neredeyse. Aslında bu kitabı önceden kaç kere okudum, ama elimde değil. Gerçekten, gerçekten korkunç, çok acımasızca. Kitabın dili basit, su gibi okunabilecek cinsten, 10-13 yaş arası için ideal. Ancak kitabın son kısmından dolayı 11-12 yaşından küçüklerin okuması biraz sakıncalı bence.
Bu kitabı çok seviyorum; kurgusu, esprileri, karakterleri, gerilimi, her şeyi harika.
Bir alıntıyla bitirelim:
''İşte teneke kutuların hali böyleydi. Özellikle de etiketsiz olanların. Onları açmadan ne olduğunu asla bilemezsiniz. Onlar biraz da hayatın kendisi gibiydi; içinde ne olduğunu, ne sakladığını asla bilemezdiniz. Teneke kutulardan asla emin olamazsınız. Ve tuhaf olan şudur ki, bir teneke kutu -ya da hayat- boş, çok boş görünse bile, asla emin olamazsınız.
Ağzına kadar dolu olabilir.
Olağanüstü şeylerle...
Sürprizlerle.''
Puan: 5
Sıradakinden Alıntı
Hatta öldürücü olabilirdi.
Yanlış ellerde...
19 Mart 2013 Salı
Tazecik Kitap Yorumu: Çirkinler - Scott Westerfeld
''Normal biri, muhteşem güzellerin olduğu bir dünyada, çirkin kalır.''
Tally 16 yaşına girmek üzere. Onun yaşadığı zamanda insanlar 12 yaşlarına kadar Sevimli kabul ediliyorlar, 12-16 yaş arasındaysa Çirkin. 16 yaşlarında da bir güzelleşme ameliyatı geçirip Çirkinköy'den Yeni-Güzel Şehri'ne taşınıyorlar. Peki güzelleşme ameliyatının mantığı nedir? Yapılan araştırmaları görmüşsünüzdür, güzel görünüşlü insanların hayatta daha başarılı oldukları, daha kolay iş buldukları görülmüştür. Peki doğuştan güzel değilsek, bizim günahımız ne? İşte bu sebeple güzelleşme ameliyatı yapılıyor, herkesin eşit şansa sahip olabilmesi için. Herkes 16'sında güzelleşeceğini bildiğinden kimse çatışma çıkarma gereği duymuyor. Ama bu demek değil ki bütün bunları yanlış bulan birileri yok.
Tally'nin en iyi arkadaşı Peris, Tally'den biraz daha büyük olduğu için ondan önce güzelleşmiş. Tally arkadaşını çok özlediğinden Yeni-Güzel Şehri'ne onu görmeye gidiyor ama Çirkinlerin oraya girmesi yasak. Tally orada işleri biraz eline yüzüne bulaştırıyor. Yakalanmamak için kaçarken de bir başka çirkine rastlıyor: Shay'e.
Shay güzelleşme ameliyatlarını ve daha birçok şeyi, bütün bu düzeni doğru bulmayan bir kız. Onun arkadaşlarının bazıları da onunla aynı düşüncedeymiş ve ameliyatlarından önce kaçmışlar. Shay de kaçmak istemiş, ancak korkmuş.
Zamanla Shay'le Tally'nin arkadaşlıkları ilerliyor. Aynı gün doğdukları için ameliyatlarını da aynı gün olacaklar. Shay kaçmayı düşünüyor ve Tally'nin de onunla beraber gelmesini istiyor. Ancak Tally'nin en büyük hayali güzelleşmek ve Peris'e kavuşmak. Tally, Shay'in isteğini reddediyor. Shay kaçıyor ama Tally'ye gelmek isterse diye şifreli bir yol tarifi bırakıyor. Tabii işler burada bitmiyor. Çoğu kişinin söylenti olduğunu düşündüğü Özeller, Tally'yle kısa ve öz bir konuşma yapıyor. Tally ya Shay'in kaçtığı yeri bulup Özellere bildirecek ya da ömrü boyunca çirkin kalacak.
Özellerin bu işi Tally'ye yüklemeleri, Shay'in kaçtığı köy Duman'ın neresi olduğunu bilmemelerinden kaynaklanıyor. Şifreli notlar da anlaşılır olmaktan çok uzak Özeller için.
Kitapta en sevdiğim kısım, Shay ve Tally'nin atlama yeleği çalıp yeni Çirkinlere numara yapması oldu. Ve, ben de uçan tahta istiyorum! Madem bu şimdilik imkansız bir şey, o halde ben de mümkün bir şey isteyeyim: Serinin devam kitaplarını. Ama ne zaman gideceğim almaya, aah, ah. Edit: Uçan tahta teknolojisi gelişiyor, vışınız, buradan buyrunuz.
Yine edit:
Serinin ikinci kitabı Güzeller'in yorumu burada.
Serinin üçüncü kitabı Özeller'in yorumu burada.
Serinin dördüncü kitabı Ekstralar'ın yorumu burada.
Puan: 5
16 Mart 2013 Cumartesi
Sıradakinden Alıntı
Onlarda, herkesin görebildiği özel bir tür güzellik, bir hoşluk vardı. Çocuklarınki gibi iri gözler ve dolgun dudaklar, pürüzsüz ve temiz cilt, simetrik hatlar ve diğer binlerce küçük detay. İnsanlar, zihinlerinin bir köşesinde, her zaman bu işaretleri arardı.
11 Mart 2013 Pazartesi
Kazanan...
8 Mart 2013 Cuma
Yetişin A Dostlar, Çekiliş Var
Karbon Günlükleri 2015 kitabını çekilişle hediye etmeye karar verdim! Buyrunuz yorumum burada.
Kitapta benim takıldığım ve puan kırdığım şeylere aldırmayacak birinin bu kitaptan çok zevk alacağını düşünüyorum.
Çekilişe katılmanın tek şartı var, o da blogumun takipçisi olmak, şu sol üst köşedeki Takip Edenlerim kısmında adınız olsa yeter. 11 Mart Pazartesi günü kazananı açıklayacağım!
Tazecik Kitap Yorumu: Karbon Günlükleri 2015 - Saci Lloyd
16 yaşındaki Laura Brown'un günlüğünü okuyoruz. O ve ailesi, daha doğrusu tüm Britanya, kısıtlamalara uyum sağlamaya çalışıyor. Herkesin bir karbon kartı var ve herkes limitini aşmamak şartıyla çevreye karbondioksit yayan aletleri kullanabiliyor. Aynı şekilde, ulaşım araçları da karbondioksit yaydığından onlar için de kart kullanmak gerekiyor. Uçak yolculukları ise neredeyse imkansız. Bunların dışında Britanya'da işler kötüye gitmekte, çünkü yağmur yağdığında sel, yağmadığında kuraklık oluyor. Bütün düzen alt üst olmuş bir halde.
Laura'nın bu kısıtlamaların yanı sıra başka sorunları da var. Anne babası birbiriyle iyi geçinemiyor, çocuklarıyla da pek iyi geçinemiyorlar, hele Laura'nın ablası Kim'le kimse geçinemiyor. Laura arkadaşlarıyla kurduğu müzik grubuyla başarı elde etmeye çalışıyor. Bir de Ravi Datta var, Laura'ya yüz vermeyen çocuk :D
Karbon Günlükleri 2015 eğlenceli bir kitap, insanı güldürüyor. Düşündürüyor da, harekete geçilmesi için illa çok geç olması mı gerek diye. Kitaba tam puan vermememin sebebi ise içinde fazlaca argo geçmesi ve Laura'nın anne babasıyla konuşmalarını biraz sinir bozucu bulmam.
Puan: 3,5
Sıradakinden Alıntı
Tudem Sürüsü!
Şimdi, önce bir toplu resim alalım.
Kitaplar pek belli olmuyor, bu sebeple bir de yakın çekim yapalım.
3 Mart 2013 Pazar
Tazecik Kitap Yorumu: Beni Seç - Kiera Cass
Aslına bakarsanız kitabın konusunu okuduğumda bir kahkaha atmıştım. Çünkü televizyonda şifreli yayın yapan kanallardan birinde böyle bir program vardı. Adamın birisi gider, damat olarak başvururdu ve yirmi tane kadın da onunla evlenebilmek için didinirdi. Çok saçma olduğunu düşünürdüm doğrusu :D Eh, bu kitabın konusu da pek farklı değil. Illéa ülkesinin prensi kendisine bir eş arıyor, eşini de Seçim ile belirleyecek. Seçim, ülkenin dört bir yanından kızların, prense eş olabilmek için başvurduğu bir yarışma. Kurada adı çıkanlar saraya gidiyor ve prens onları eleyene kadar orada kendilerini prense kanıtlamaya çalışıyorlar.
Illéa ülkesinde kast sistemi var. 1. sınıf, kraliyet ailesi. 2. sınıf aşırı zenginler. 3. sınıf öğretmenler, araştırma görevlileri. 4. sınıf tarım. 5. sınıf sanatçılar. 6. sınıf hizmetçiler. 7. sınıf güç gerektiren işlerde çalışanlar ve son olarak 8. sınıf da evsizler. America Singer bir 5. sınıf kızı. Evlerine Seçim'e katılma formu gelmiş ve annesi America'nın Seçim'e katılmasını çok istiyor. Ancak America katılmayı kesinlikle düşünmüyor, çünkü bir sevdiği var: Aspen.
Aspen 6. sınıfa ait. Her ne kadar America'yla birbirlerini çok sevseler de evlenmeleri çok güç, çünkü kastlar arası evliliğe sıcak bakılmıyor ve maddi durumları da pek izin vermiyor. Aspen, America'ya formu doldurmasını söylüyor. İkisi de bunu hiç istemiyor ama yine de America formu dolduruyor ve kurada America'nın adı çıkıyor.
Kitabın arkasındaki bir yorumda, Beni Seç'in Açlık Oyunları'na benzediği söyleniyor. Bir bakıma haklı buldum. Beni Seç'in tamamını, Açlık Oyunları'ndaki oyunlara kadar olan kısma benzetiyorum. Yeni kıyafetler, güzel yiyecekler ve mülakatlar. Gavril Fadaye de, Caesar Flickerman gibi. Ama bence Seçim'deki kızlar arasındaki yarış vahşi değil, bazı kişiler oyunlara benzetmiş bu kısmı, ama ben pek bir bağ kuramadım. Celeste bile o kadar kötü değil.
Yazar aslında sadece yarışmacıların sarayda geçirdikleri anları anlatabilirdi ama araya asileri, siyasi olayları da koyarak prensin kendisine eş seçmek dışında nelerle uğraştığını da göstermiş oluyor.
Aspen mi, Prens Maxon mı çatışması yaşansa da üçlemenin sonunda America'nın Maxon'la evleneceği bariz, ama neyse :P
Sonuç olarak, ben mi kitabı bitirdim, kitap mı beni bitirdi anlamadım, çabucak ve eğlenerek okudum. En son olarak da, bilmem kapağın güzelliğinden bahsetmeme gerek var mı, hem de en sevdiğim renk, baktıkça içim açılıyor. İkinci kitabı istiyorum!
Edit:
Serinin ikinci kitabı Elit'in yorumu burada.
Serinin iki buçuğuncu kitabı Saraydan Hikâyeler'in yorumu burada.
Puan: 5