Bir yıl önce bugün, Breaking Bad'in son bölümü yayınlandı. Dizi bitti ve ben de bittim. Hala geride bıraktığı boşluğu doldurabilmiş de değilim.
Dizi bir kimya öğretmeni olan Walter White (Bryan Cranston)'ı konu alıyor. Kendisi çok üstün nitelikli bir kimyacı, hatta birkaç arkadaşıyla yürüttüğü proje, o yılın Nobel ödülünü kazanan ekibe yardımcı olmuş (Nobel ödülü ayrıntısını gözden kaçırmak mümkün, zira bazen dizinin ilk bölümü kısaltılmış olarak veriliyor, kısaltılmış halinde de Walt'un plaketini göremiyoruz). Ayrıca, kurucularından biri olduğu Gray Matter'dan da ayrılmak durumunda kalıyor. Kendisine az bir ödeme yapılıyor ve Walt, Gray Matter'daki hissesini diğer ortaklarına bırakıyor. Sonradan Gray Matter milyon dolarlık bir şirket oluyor.
Anlayacağınız Walter hayatın sillesini ilk başta böyle yiyor. Kendisi bir lisede basit bir kimya öğretmeniyken, çalışma arkadaşları birer milyoner olmuş durumda. Bunun dışında da eşi hamile, oğlu bir serebral palsi hastası, evin daha ödemesi bitmemiş; bunun üstüne Walter akciğer kanseri olduğunu öğreniyor. Kanser tedavisini nasıl karşılayacak? Öldüğünde ailesine dünyanın borcunu mu bırakacak? Walter çaresiz (daha doğrusu gururlu!).
Walter'ın kayınbiraderi Hank bir narkotik polisi, uyuşturucu üreticilerini yakalıyor. Bir gün Walter'ı bir baskına katılmaya davet ediyor. Baskın esnasında Walt, arabada tek başına kalıyor. O sırada yan evden birinin kaçtığını görüyor, kaçan kişi eski öğrencisi Jesse Pinkman (Aaron Paul). Aslında Jesse, baskına gelindiğinde yakalanmak istenen kişi, Captan Cook.
Walter bu işin peşini bırakabilir, ama yapmıyor. Eski okul kayıtlarından Jesse'nin adresini buluyor ve ona gidiyor. Diyor ki, bana uyuşturucu yapmayı öğret, yoksa seni polise ispiyonlarım.
İşte her şey böyle başlıyor...
Walter'ın üstün kimya bilgisi sayesinde gelmiş geçmiş en saf metamfetamini üretiyorlar. Ne var ki satış kısmı daha zor, neler atlatıyorlar, hey hey!
Breaking Bad bir gerilim dizisi olduğu kadar, dram da.
Kurgu, karakterler, dizide kullanılan müzikler, dizinin kendi müziği,
oyunculuklar, kamera çekim açıları vs., her şeyi mükemmel.
Bence Breaking Bad'in en güzel yanı, size iyi bir romanın verdiği zevki vermesi. Karakter çözümlemeleri ve psikolojik tahliller, genelde diğer dizilerde olmayan (ama bence önemi çok büyük) bir etken. Karakterlerin ileride neye dönüşeceklerinin ipuçlarının çok önceden ufak ufak verilişi muazzam, oldukça özenli bir inşa süreci var. Ayrıca, sahne aralarında çevre odaklı çekimler yapılması da size iyi bir betimleme okumuşçasına haz veriyor.
Dizideki renk ve müzik seçimleri de özenle yapılmış. Özellikle karakterlerle özdeşleşen kimi renkler var. Ayrıca, ilk bölümlerde Walter açık renk kıyafetler giydiğinde onu mülayim hayatını sürerken görüyoruz, koyu renk giydiğinde intikam peşinde oluyor mesela. Seçilen şarkıların da sözleri sahneye oldukça uygun oluyor, melodilerinin güzelliklerine değinmiyorum bile.
Hoşuma giden bir başka ayrıntıysa ses oyunları. Gerilim sahnelerinde genelde tekrarlı bir ses oluyor altta misal, gerilimi iyice arttıran. Yahut, andan kopma anılarında çınlama sesi her şeyi bastırıyor yavaş yavaş.
Bu arada, IMDB sitesinde Breaking Bad'in beş binden fazla oy almış en yüksek puanlı tv dizileri listesinde birinci olduğunu söylemiş miydim? Veya 5. sezon 14. bölümü, ''Ozymandias''ın on üzerinden on almış tek dizi bölümü olduğunu? Yüz dokuz ödül kazandıklarını ve yüz seksen dokuz adaylıkları olduğunu? (Edit: Breaking Bad en yüksek reytingli dizi olarak, Guiness Rekorlar Kitabı'na girdi.) Son bir şey, yakında Breaking Bad spin-off'u olarak, yani yan dizisi, Better Call Saul çıkacak! (Edit: Oldukça kaliteli bir yapım çıkardılar ortaya, Breaking Bad'i sevdiyseniz bakmanızı muhakkak tavsiye ederim.)
Diziyi izleyenler için de birkaç linkim var :D (spoiler olmasın diye diziyi izlemeyenlerin bakmasını önermem)
- Walter Jr.'un hazırladığı
SaveWalterWhite sitesini hatırlıyor musunuz? O site gerçek :D
- Avukat Saul'un sitesine de
buradan ulaşabilirsiniz.
- Gale'in Major Tom karaokesinin tamamına da
buradan ulaşabilirsiniz (tutmayın beni, çatlayana kadar gülüp, sonra hüzünleneceğim).
- Breaking Bad çizgi romanı için
buraya (beşinci sezona kadar, ama olsun harika yahu).
- Breaking Bad hayranlarının anlayabileceği 26 nükte için
buraya.
- Breaking Bad'i izlerken büyük ihtimalle fark etmediğiniz 36 şey için
buraya. Şuan şok yaşamaktayım O_O
- Breaking Bad hayran yapımı harika şeyler için
buraya.
- Breaking Bad'i izledikten sonra farklı gözle bakmaya başlayacağınız 20 şey listesi için
buraya (bence ayıcıkları, steviayı ve kızarmış tavuk restoranlarını da ekleyebiliriz :D).
- Bölüm başına poster için
buraya.
- Mythbusters'ın Breaking Bad
özel bölümü! Ceset eritme ve cıva fülminat sahnelerini deniyorlar. Hımh, biraz hayal kırıklığına uğradım :'( Hazır Mythbusters demişken, Mythbusters'ı da çok sevdiğimi söyleyeyim. Bir gün bu program adına da bir yazı hazırlamayı düşünüyorum.
- Bryan Cranston'la Aaron Paul'un beraber çektikleri kısa
bir video, ''Barely Legal Pawn'' adında. Breaking Bad'e atıflar da
var tabii, özellikle sonunda.
Buyrunuz.
- Simpsons'ın bir bölümü Breaking Bad'e atıfla başlıyor,
buyrunuz.
- The Oatmeal'ın, Saç Miktarı - Şiddet Karşılaştırması karikatürü, mükemmel tespitler! (Breaking Bad sayesinde keşfettiğim şahane şeylerden biri de The Oatmeal bu arada :D)
Buradan!
İnternette hayran yapımı posterlerden de çok var, en beğendiklerimi koyayım. Birkaç şey daha var tabii hayran yapımı posterler dışında (öhöm, bilgisayarında bu diziyle ilgili resimlerin olduğu bir dosya oluşturmuş, çatlak bir hayranım ben):
Yazıyı bitirişi de Ozymandias bölümünün fragmanı ile yapalım. Merak etmeyin, spoiler yok, Cranston, Shelley'in ''Ozymandias'' şiirini okuyor sadece: